Oda TV'nin Peygamber Efendimizi ve İslami değerleri hedef alarak yaptığı hakaret içerikli paylaşıma tepkiler dinmiyor. Yapılan hakarete tepki gösteren bölge âlimlerinden Molla Beşir Varol, "Oda TV, bu söyledikleriyle kendini tarif ediyor." yorumunu yaparken İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Avukat Mehmet Karadağ ise "hakareti yapan şahsın da, kurumun da bir an önce özür dilemesi gerektiğini, kendileri hakkında hukuki işlemin de yapılarak cezalandırılmaları gerektiğini" söyledi.
Bölge âlimlerinden Molla Beşir Varol, Oda TV'nin Peygamberimiz ve İslami değerleri hedef alarak hakaret içerikli paylaşımına tepki göstererek, "Oda TV bu söyledikleri ile kendini tarif etmiştir. Bunlar bazı insanların temsilciliğini yapıyorlar. Her gün Filistin'de çocuklar ve kadınlar öldürülüyor, buna ses çıkarmıyorlar. Siyonistler tarafından, israilli çeteler tarafından her gün çocuklar ve kadınlar bombalarla ve kimyasallarla şehit ediliyor fakat buna bir şey demiyorlar, seslerini çıkarmıyorlar. Amerika ve Rusya tarafından Suriye'de o kadar çocuk bombardıman altında kalıyor, katlediliyorlar; buna bir şey demiyorlar. Çünkü bunlar onların büyükleri, efendileri ve sahipleridirler." dedi.
"Bütün peygamberler mazlumların hakkı için ortaya çıkmışlardır"
Peygamberlerin mazlumların ve ezilenlerin haklarını korumak için mücadele ettiğini belirten Varol, "Fakat Allah'ın Peygamberi ve bütün peygamberler ki mazlumların hakkı için ortaya çıkmışlar. Onlara bütün tarih şahittir, İslam tarihi, gayrimüslimlerin tarihi ve Kuran'ı Kerim buna şahittir ki; onlar Bilallerin, Musabların, Ammarların hakkı için, Selmanların hakkı için ve bütün mazlum insanların hakkı için ve ezilen insanların hakkı için Ebu Cehillerin, firavunların, nemrutların karşına çıkmışlar ve mücadele etmişlerdir. Oda TV denilen bu sitede yayınlanan yazıda bu mazlumların hakkını savunulmasına vahşet deniliyor, mazlumları müdafaa edenlere ve yaptıklarına vahşet deniliyor." ifadelerini kullandı.
Varol, "Allah, Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor; 'Biz seni Âlemlere rahmet olarak gönderdik.' Müslümanların tarihi, kâfirlerin tarihi ve Avrupalıların tarihi şahittir ki Hazreti Muhammed çok iyi ve çok ahlaklı biriydi, adil biriydi, ikram ve şeref sahibiydi. Her zaman fakir ve fukaraya sahiplik etmiştir. Buna dünyanın bütün tarihi şahittir. Ne Müslümanlar ne de kâfirler bu gerçeği inkâr edemiyorlar, etmiyorlar. Satılık insanlar ki onlar emperyalistler tarafından satın alınmış, Müslümanların ve mazlumların üstüne bombaların yağdırıldığı bir zamanda kiralanmışlar ve bu kiralanmış olan insanlar bu emperyalistlerin zulmünü saklamaya çalışıyorlar ve insanların dikkatini başka bir yöne çevirmeye çalışıyorlar. Tabi bunu yaparken de Allah'ın peygamberine iftira atıyorlar." dedi.
"Avrupalıların emperyalistlerin ve siyonistlerin sonu yakındır"
Emperyalistlerin zulmünden kurtulmanın tek yolunun Peygamberin izinden gitmek olduğunu belirten Varol, "Zalim Avrupalıların ve emperyalistlerin tahakkümünden kurtulmanın yolu peygamberin izinden gitmektir. Amerikalıların, siyonistlerin elinden mazlumların kurtulması ancak Allah'u Teâla'nın dinine sahip çıkmak ve O'nun peygamberinin izinden gitmekten geçmektedir. Günümüzde bu satılık ve kiralık kişiler iftiralarla Peygamber Efendimizi insanların nezdinde kötülemeye çalışmaktadırlar. İnsanları çaresiz, rehbersiz ve başsız bırakmaya çalışıyorlar. Fakat bu satılık ve kiralık kişilerin çabaları gayretleri hepsi boştur, faydası yoktur, bunlar amaçlarına ulaşmayacaklardır. İnsanlık, rehberini biliyor, tanıyor, insanlığın yönü Resulullah'a (sallallahu aleyhi vesellem) dönmüştür. İnsanlık anlamıştı ki tek çare Resulullah'ın izinden gitmektir." dedi.
Peygamberimize cephe alanların sonlarının yakın olduğunu ifade eden Varol, "Avrupalıların kapısının önünde havlayan bu köpeklerin etraflarına ve insanlara hiçbir faydaları yoktur. Avrupalıların, emperyalistlerin ve siyonistlerin sonu yakındır. İnsanlık uyanmıştır ve biliyorlar ki onların kurtuluşu Kuran'a sahip çıkmaktan geçmektedir ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin rehberliğini kabul edip onun peşinden gitmekten geçmektedir. Resulullah mazlumların ve fakirlerin savunucusudur, koruyucusudur. Mazlumların kurtuluş yolu, çaresi ve bütün insanların kurtuluşu Resulullah'ın yolundan geçmektedir, insanlar bunu anlamıştır. Bundan dolayı bu satılık ve kiralık kişilerin çabası ve gayreti boşunadır." dedi.
"Bu açıklama provokatif ve art niyetli bir açıklamadır"
Yapılan hakaret içerikli açıklamayı değerlendiren İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Avukat Mehmet Karadağ, açıklamanın araştırmalara veya tarihsel gerçeklere dayalı olmayan hezeyanlardan, çarpıtmalardan ibaret bir açıklama olduğunu söyledi.
Karadağ, "Daha önce de benzer durumlar yaşanmıştır. Biz yapılan bu açıklamayı provokatif ve art niyetli bir açıklama olarak görüyoruz. Zaten ilmi dayanaktan yoksundur. Akl-ı selim biri araştırırsa görecek ve teslim edecek ki bir sosyal müessese olarak zamanın tüm dünyasında geçerli ve cahili kölelik sistemini mümkün mertebe ıslah etmek ve yok edilecek seviyeye getirmek İslam'a nasip olmuştur. Kadına hak ettiği değeri veren de yine İslam'dır. Bunu düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü olarak lanse etmek asla kabul edilemez bir durumdur. Tabi ki her şeyden önce kutsallarımıza, dinimize, peygamberimize yapılmış olan açık saldırıdır. Bunun tevil edilecek bir yönü yoktur. Açıkça inancımıza, inanç hürriyetine yapılmış olan bir saldırıdır. Kimse hakareti bir inanç özgürlüğü olarak sunamaz, takdim edemez." ifadelerini kullandı.
"Kimse Müslüman mahallesinde salyangoz satamasın"
Avukat Karadağ, "Tabi ki bu noktada halkımızın provokasyon olan bu açıklamaya tepkisini göstermesi gerekiyor. Sessiz kalmaması gerekiyor. Böylesine iğrençliklere prim verilmemesi gerekiyor. Bunun çözümü ilgili kişi veya kurumlar, basın yayın kuruluşları olabilir, gazete, dergi veya internet sitesi olabilir. Bunlar hakkında yasal işlemlerin bir an önce yapılması gerekiyor. Bu noktada tabi ki yetkili ve etkili olan icra makamlarındaki başta hükümetin Adalet ve İçişleri bakanları olmak üzere yargı mekanizmasının da harekete geçmesi gerekiyor." diyerek bu tür tutum ve davranışların tekrarlanmaması için ilgili kişilerin özür dilemesi gerektiğini belirtti. (Ramazan Zeren, Hamza Adiyaman - İLKHA)