Siyonist rejimin aşırı sağcı sözde "ulusal güvenlik" bakanı Itamar Ben Gvir, Hayfa'ya bağlı Belde'ş-Şeyh'te bulunan Şehit Şeyh İzzeddin el-Kassam'ın kabrini hedef aldı. 1935 yılında şehit edilen Kassam'ın mezarına yönelik tehditler, Filistin kamuoyunda ve direniş çevrelerinde büyük tepkiyle karşılandı.
Ben Gvir, geçtiğimiz günlerde polis eşliğinde İslami vakıflara ait mezarlığı bastı. Kassam'ın kabrinin yanında Vakıflar Komitesi tarafından kurulan çadırı yıktıran Ben Gvir, mezar başında provokatif açıklamalar yaparak Kassam'ı hedef aldı. Siyonist polis ayrıca mezarlığın tarihini anlatan tabelaları da söktü.
Bu tehditlere, Şehit Kassam'ın torunu İbtihal el-Kassam'dan sert bir yanıt geldi. Filistin kefiyesiyle kameraların karşısına geçen İbtihal el-Kassam, siyonist rejimin Kassam'ın sembolik gücünden korktuğunu söyledi. "Onlar bir kabirden değil, 90 yıldır diri kalan bir mirastan korkuyor" diyen Kassam, dedesinin fikrinin yalnızca Filistin'de değil, tüm Şam coğrafyasında yaşamaya devam ettiğini vurguladı.
İbtihal el-Kassam, Ben Gvir'in tehditlerini "zayıflık ve korkunun göstergesi" olarak nitelendirerek, "Bu rejim kendi geleceğinden emin olmadığı için sürekli 'Burası bizim' demek zorunda kalıyor. Zulüm ve kan üzerine kurulan yapılar böyle davranır" ifadelerini kullandı.
Kassam'ın kabrine yönelik saldırıların, Gazze'de süren soykırımdan dikkatleri başka yöne çekme çabası olduğunu belirten torun Kassam, "Bugün yardım çığlığı atan Gazze'dir. Eğer dedem bugün yaşasaydı, 'Yönünüzü Gazze'den çevirmeyin' derdi" diye konuştu.
Şehit İzzeddin el-Kassam, 20 Kasım 1935'te Cenin yakınlarında işgalci güçlerle girdiği çatışmada şehit düştü. İngiliz sömürgeciliğine karşı silahlı direnişin öncülerinden olan Kassam, Filistin'de 1936-1939 yıllarında Büyük Filistin İntifadası'nın da ilham kaynağı oldu. Bugün onun adı, direnişin sembolü olarak yaşamaya devam ediyor.
Filistinli araştırmacılara göre Kassam'ın kabrinin hedef alınması yeni değil. 1948'den bu yana işgalciler, Kassam Mezarlığı'nı yok etmeye yönelik çok sayıda girişimde bulundu. Son saldırıların ise özellikle 7 Ekim sonrası artması, siyonist rejimin tarihsel ve sembolik hafızayla hesaplaşma çabasını bir kez daha gözler önüne serdi.
Uzmanlar, Kassam'ın kabrine yönelik saldırıların, Filistin halkının geçmişini, direniş hafızasını ve meşru mücadelesini silme girişimi olduğunu vurguluyor. Ancak aradan geçen on yıllara rağmen Kassam'ın adı, fikri ve direniş mirası hâlâ işgalcilerin en büyük korkularından biri olmayı sürdürüyor.





