Milletin malı deniz yemeyen keriz mi?
Evlenme yaşına gelen tembel bir genç, babasına, evlenmek istediğini söyler. Durumu memnuniyetle karşılayan babanın çok basit bir şartı vardır.
Baba, oğlundan evlenmeden önce bir müddet günde 100 para kazanmasını ister. Delikanlı sevinçten havaya uçar. Çünkü babasının istediği miktar hemen elde edilecek kadar basit bir paradır. Genç hemen annesine koşar ve 100 parayı alıp heyecanla yarını bekler.
Akşam olunca babasına koşarak, buyur babacım çalıştım ve dediğin parayı kazandım, diyerek parayı uzatır. Baba önce bir oğluna sonra da paraya bakar ve parayı oğlunun elinden alıp yanan sobaya atar. Çocuk şaşkındır; ama babası, yarın da 100 para kazan, diyerek kestirip atar.
Bu durum günlerce devam eder. Çocuk kimi gün amcasından, kimi gün dayısından teyzesinden alarak her akşam 100 para ile gelir. Ama baba her seferinde farklı bir şekilde parayı çocuktan alarak, sonra ki günde de 100 para kazanmasını ister.
Genç duruma bozulsa da babasını kızdırıp evlenmesine engel olacağını düşünerek sesini çıkarmaz. Ne de olsa babası ondan çok az bir para istemektedir.
Gel zaman git zaman gencin para isteyeceği kimse kalmaz. Kime gitse, yeter evladım bir değil beş değil, ha bire para istiyorsun, türünden fırçalar yer. Ne yapacağım diye düşünürken aklına acaba çalışsam mı diye, garip (!) bir fikir gelir. Çaresiz, iş bulur ve o gün babasının istediği 100 parayı kazanır. Zor bir gün olmuştur. Akşam eve döndüğünde babası yine sobanın başındadır.
Buyur baba 100 para, derken yorgunluktan ölmek üzeredir. Baba her zaman ki üslubuyla sobayı açıp parayı atmak isterken oğlu eline yapışarak, baba lütfen atma, o parayı kazanmak için gün boyu çalıştım, der.
Babası, işte şimdi evlenmeyi hak ettin der. Çünkü emeğinle çalıştın ve emeğine sahip çıktın.
Gazetemizin Meclisteki israfla ilgili dünkü manşetini görünce yıllar önce Rahmetli babamın anlattığı bu hikâyeyi hatırladım.
Bayan bir Milletvekili, sadece iletişim için 1 Milyon 200 bin harcamış ve bunu Millet ödeyecekmiş. Harcar tabi, ne de olsa kendi cebinden çıkmıyor. Kıssamızda ki genç gibi, o parayı emekleriyle kazansaydılar, bu kadar kolay harcamazdılar.
Ne de olsa babalarının değil gariban milletin parası israf edilen.