• DOLAR 34.661
  • EURO 36.383
  • ALTIN 2931.036
  • ...

Başta Ak Parti olmak üzere Cumhur İttifakı’nın seçimden önce verdiği sözleri tutmasının ya da seçim sonrasına ertelediği sorunları çözmesinin zamanı geldi artık kanaatindeyim.
Hani literatürümüzde ‘İki Bayram Arası’ diye bir metafor var ya işte onun gibi ‘İki seçim arası’ diyebileceğimiz bir kavram da oluşmaya başladı.
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinden önce Fahri Kur’an Öğreticilerine, Kadro taleplerinin seçimden sonra görüşülüp çözüleceği, yönünde sözler verilmişti.
Seçim bitti. Hatta gündeme yerel seçimler girdi. Ama bu konuda somut bir adım atılmadı. Ne Meclis’in ne ilgili Bakanlıkların ne Cumhurbaşkanlığının ne de Diyanet’in bu konuda bir çalışma yaptığına ya da hazırlık içerisinde olduğuna dair hiçbir emare görünmüyor.
Bu mağduriyet çok ilginç bir şekilde yıllardır devam edip duruyor. Bu konuda en fazla sorumluluk alması gereken Ak Parti’nin, Fahri Kur’an-ı Kerim Öğreticilerinin haklı kadro taleplerini ısrarla geçiştirmesini anlamak mümkün değil doğrusu.
Hele de Diyanet işleri Başkanlığı’nın ve de teşkilatının bu kadar sessiz hatta vurdumduymaz davranmasının izahı mümkün değil.
Çünkü sayıları 25 bini bulan ve de her yıl atanma, mülakat, haksızlığa uğrama, uzak yerlere gönderilme gibi onlarca olumsuzlukla uğraşan bu insanlar, nihayetinde Diyanet Camiasının fertleridirler.
Diyanet gibi yaygın ve de güçlü bir teşkilatın her şeyden önce bu insanların ya da onların anlayacağı şekilde söyleyelim bu ‘kulların’ haklarını teslim etmek adına gayret göstermesi elzem ötesi bir hal almıştır.
Bu insanlar sosyolojik ve ahlakî açıdan çok önemli bir görev ifa ediyorlar. İfsadın, ahlakî bozuklukların, cinsi sapıklıkların sel gibi saldırdığı bu zamanda bu insanlar tabir-i caizse savunma cephesinin en önündeler. Hatta ileri karakol mesabesindeler.
Yıllardan beridir edindikleri tecrübelerle zaten Diyanet Camiasının içinde olan bu Fahri Hocaların kadrolu bir şekilde, Diyanet’in bünyesinde yer alması toplumsal geleceğimiz adına da çok büyük faydalar sağlayacaktır.
Gelelim olayın siyasi sonuç ve etkilerine. İnsanları sürekli olarak, seçim sonrası bakarız, seçimden sonra çözeriz, diye oyalamanın da bir limiti, oyalanan insanların da bir sabrı vardır elbet.
Her seferinde oyalanma ile karşılanmak elbette bu insanları farklı tercihler yapmaya yönlendirebilecektir. Şimdi önümüzde yerel seçimler var. Bu noktadan hareketle şunu belirteyim ki; bu Hocaların yeni bir erteleme ya da oyalamayı kabul edecek sabırları kalmadı.
Yaşam şartlarının her yönüyle insanları zorladığı bu zamanda çok az bir kazanıma mecbur bırakılmamalıdır bu insanlar. Çünkü her ne kadar bu insanlar statü olarak Fahri yani geçici olarak adlandırılsalar da kadrolu hocalar kadar çalışıyor hatta onlardan daha fazla özveri gösteriyorlar.
Ama onlarla kıyaslanmayacak kadar az maaş alıyorlar.
Hükümetin bu konuya acilen çözüm bulması, fahri hocalara hak ettikleri kadroyu hemen vermesi gerekiyor.
Başka bir deyişle verdikleri sözleri tutmalarının zamanı geldi…
Fahri Hocalar hak ettikleri şekilde Kadrolarına kavuşturulmalıdır…