• DOLAR 34.425
  • EURO 36.411
  • ALTIN 2840.194
  • ...

Son dönemlerde iş bulma konusunda çok sık olarak “KPSS’den çok yüksek puan almama rağmen mülakatı geçemedim, benden çok daha düşük puan alanların ataması yapıldı ama ben mülakatta elendim”, türü serzenişler duyuluyor.

Toplumun büyük bir bölümünü etkileyen bu mağduriyet her geçen gün daha da derinleşerek iktidar açısından açık bir karşıt blok oluşumuna sebep oluyor.

Hatta kimi zaman Mülakat mağdurlarının uğradıkları haksızlıkların FETÖ’nün soru çalma ahlaksızlığıyla kıyaslandığına da duyup şahit oluyoruz. Nasıl ki FETÖ başta askeri okullar olmak üzere birçok sınavın sorularını çalarak kendi adamlarını kurumlara yerleştirdiyse aynı şekilde AK Parti’nin de mülakat bahanesiyle kendi adamlarını işe yerleştirdiği gibi bir algı var toplumda.

Örneğin benim de bizzat mağdurlarından dinlediğim şu olay çok açıklayıcı ve ibretlik olsa gerek. Diyarbakır’ın bir ilçesinde sözleşmeli Bayan Kur’an Kursu hocası alımında KPSS’den yüksek puan alan kimi katılımcılar mülakat neticesinde işe alınmıyorlar. Oysa girdikleri mülakattaki tüm sorulara cevap vermişler, onları sınava tabi tutanlar tarafından da takdir edilmişlerdir.

Ama sonuç açıklanınca KPSS’den kendilerinden daha düşük puan alan ve bire bir tanıdıkları için de kendilerine göre yetersiz olan kişilerin atandığını görüyorlar.

Bu haksızlık karşısında bir araya gelen mağdurlar soluğu kendileriyle mülakat yapan grubun başındaki ilçe müftüsünün yanında alıyorlar. Müftü de mahcup oluyor duydukları karşısında. Çünkü karşısındaki mağdurları bizzat o mülakata tabi tutmuş ve onların liyakatine şahit olmuştur. Ancak onun da yapacak bir şeyi olmadığından, bana geleceğinize keşke AK Parti ilçe başkanlığına gitseydiniz, diyor.

Düşünsenize çocuklara mevsimlik olarak Kur’an-ı Kerim öğretilmesi için yapılan bir sınavda bile liyakat ve başarı değil sonucu önceden belli mülakat garabeti etkili oluyor. Bunun soru çalmaktan ne farkı var acaba?

Bu, “Dindar Nesil yetiştirmeyi” hedef edinen bir yapının dindar nesillerin yetiştirilmesi için yürünen yolda doğruluktan sapması ya da daha ilk düğmeyi bile yanlış iliklemesinden başka bir şey değildir. Doğru yolda eğri yürümekle dindar nesil yetiştirmek akıl kârı olmasa gerek.

İşin enteresan yanı mağdurların birçoğunun da AK Parti seçmeni olması. İl ve ilçe başkanlıklarından torpilli olmayan AK Parti seçmenleri bile aynı mağduriyeti yaşıyorlar.

Şimdi bir de MHP çıktı ortaya. Özellikle güvenlikle alakalı alanlarda MHP referansı her kapıyı açan bir anahtar haline gelmiş durumda. Tabi oralarda kimse babasının hayrına aracı olmuyor. Özellikle polislik mülakatları için 100-150’lik borsalar kurulmuş durumda.

Olaya biraz da şu an gündemde olan “Helalleşme” ve 50 artı 1 yönüyle de bakmak lazım. İlgililere duyurulur…

Selam ve Dua İle…