• DOLAR 34.426
  • EURO 36.454
  • ALTIN 2847.566
  • ...

CHP belli ki bir yerlerden aldığı destek ile kendini iktidar olacağına, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağına inandırmış gibi duruyor. Belli ki; dostlarım, deyip sırtlarını dayadıkları odakların gazıyla bitleri kanlanmış.

Kendilerini güçlü hissettikçe gerçek yüzlerini de ortaya koymaya başladılar. Özellikle genlerindeki İslam ve Kur’an düşmanlığı güçlü bir şekilde nüksetmeye başladı.

Son günlerde gelişen kimi olaylar birer işaret fişeği olarak kabul edilebilir. Örneğin CHP Zihniyeti’nin vitrinlerinden biri olan Zülfü Livaneli’nin CHP’nin eski genel başkanlarını eleştirirken bile onların birçok kötü yönleri, ahlaki zaafları varken tüm bunları bırakıp onları ‘Tipik Sünni’ ya da ‘Devlete İlk defa İslamcı hareketi sokmuştur’ diye tarif etmesinde olduğu gibi.

Oysa biz Ecevit’i, Meclis kürsüsünden Başörtüsüyle seçilen bir Milletvekili için ‘Bu hanıma haddini bildirin’ hezeyanından Baykal’ı ise kendisini götüren kaset olayından biliriz.

Ama Livaneli, tüm bunları görmezden gelip kendi zihniyetini eleştirirken bile İslam’a düşmanlık yapmaktan, Sünni tabirini diline dolamaktan imtina etmiyor.

Bir diğer örnek ise yakın zamanda Meclis’te yaşandı. CHP Milletvekili Murat Bakan, Milli Eğitim Bakanı’nın cevaplaması istemiyle Meclis Başkanlığına bir soru önergesi verdi.  Soru önergesinde açıkça çocukların yaz Kur’an Kurslarına katılımlarını diline dolayarak kendilerinin iktidar olmaları durumunda bu faaliyetlerin olmayacağını ifade etmiş oldu.

Kur’an, Ezan ve İslam gibi kavramları duyunca düşmanlık damarı kabaran zihniyet, anlaşılan o ki; Müslüman çocuklarının Kitaplarını öğrenmelerinden oldukça rahatsız olmuş.

Bilmem bu rahatsızlık CHP ile iş tutan Müslümanları, başörtülüleri rahatsız eder mi acaba? Bir gün onlar için de, bu hanıma, bu adama haddini bildirin, denilmeyeceğinin garantisi var mı?

Başka bir örnek daha verelim. CHP’nin yemlediği sözde akademisyenlerden biri, açık açık bu zihniyetin iktidarında başörtülülerin üniversitelerde okuyamayacaklarını ifade ediyor.

Çağdaşlaşmak adına mimsiz medeniyetin merkezi haline gelen Boğaziçi Üniversitesi’nin sözde özgürlükçü akademisyenlerinden olan biri, Başörtüsü ile okumayı ‘gericilik’ olarak tanımlayarak olayı basit bir yönetmelik meselesi olarak lanse ediyor.

Yani iktidara gelmeleri durumunda yayınlayacakları bir yönetmelik ile Başörtüsünü belli ki sadece Üniversitelerde değil tüm Kamu kurum ve kuruluşlarında yasaklayacakları mesajını veriyor.

Bunlar asla birer ferdi çıkış olarak değerlendirilmemeli. Aksine bu tür ataklar alıştırma turlarıdır.

Bu düşüncelerin iktidar olması durumunda emin olun ki ilkin kendi dostları olan ve İslamcı olarak adlandırdıkları kişi ve partileri harcayacaklardır.

CHP’nin İslamcı dostlarına itina ile duyurulur. CHP karanlığı büyük bir kin ve intikam duygularıyla gittikçe zifirileşiyor.