Zındıka Komitesi ve Gençlerimiz!
Başlıktaki tabir Üstad Bediüzzaman’a ait. Yaşamış olduğu dönemde kendisi, şahsında İslam ve İslami değerlerle mücadele ederek toplumu ifsad etmeye çalışanlar için kullanıyor.
Zındıka Komitesi derken bu kapsama elbette ki her türlü ifsad hareketini alabiliriz. Zındıka Komitesi apaçık ifsad çağrısı yapan, toplumda ahlaksızlığı yaymak için çabalayan tüm yapıların ortak adıdır.
Zındıka Hareketi, zaman zaman kendini gazetelerde, TV’lerde gösterirken geçen hafta sonu olduğu gibi meydanlarda da olabilmektedir.
Geçen hafta sonu sözde kadın haftası dolayısıyla sokağa dökülenlerin attıkları sloganlar ve taşıdıkları pankartlara bakınca ifsadın maalesef toplumsal boyuta ulaştığını bir kez daha gördük.
Kadın haklarından ziyade kadın bedeni üzerinden devam eden bu tuzak Zındıka Komitesi’nin en güçlü silahı olarak karşımızda durmaktadır. Her türlü ahlaki ve İslami değerlerden uzak bir şekilde adeta meydan okunurcasına sergilenen ahlaksızlıklara dur denilmeyecek olursa eğer, bu süslü ve cazip ifsad hareketi başta gençlerimiz olmak üzere insanımızı kuşatmaya devam edecektir.
Bu Zındıka Komitesi’nin yaydığı ifsadın izale edilmesi konusunda en büyük görev kadın-erkek Müslüman gençlere düşüyor. Özellikle zamanın ruhuna ve diline vakıf Müslüman gençlerin bu konuda sorumluluk alması gerekiyor. Hiç birimizin ‘kelli felli âlimler var onlar bir çare bulurlar’ deme hakkı yok. Çünkü âlimlerimizin çoğu maalesef ki zamanın ruhunu yakalayamıyorlar.
Bu Zındıka Komitesi’ne sadece, ‘siz cehennemliksiniz’ ve benzeri sözleri söylemek onları ikna için yeterli değildir. Gençlerimizin hele de eğitimli gençlerimizin İslam’ın yaşanabilir bir hayat nizamı olduğunu yaşayarak göstermeleri lazım ki; zındıkaya yönelen diğer insanların kalplerini hakka yöneltebilsinler.
İslam ‘ın rahmet oluşunu ve her konuda hakkaniyetli çözümler üretebildiği gerçeğini topluma kabul ettirmek Zındıka Komitesi’nin taban bulmasına engel olacaktır. Topluma lanse edilen, sapkın özgürlük anlayışını izale edebilmek için toplumun önüne helal dairesindeki özgürlüğün genişliğini serebilmeliyiz.
Bunu da bu günün gerçekleri ışığında yaparak anlaşılır kılmak gerek. Nasıl ki Peygamberler zamanın ruhu ve gerçekleriyle kuşanmış bir şekilde gönderilmişse onların takipçilerinin de zaman ve mekânla barışık olmaları lazımdır.
Zamanın gelişmelerini ıskalamadan hatta elimizin tersi ile itmeden ondan istifade yollarını aramalıyız. Bunu en iyi yapacaklar da gençlerimizdir.
Zındıka Komitesi’nin yaptıkları gittikçe genel bir hal almaya başladı. Umumi bir ahlaksızlığın umumi bir bela ve cezaya kapı olduğunu unutmadan, gençlerimiz şu Zındıka Komitesine karşı Ahlakî Komite olarak harekete geçmeli ve helal dairesinin lezzetiyle toplumumuzu bir kez daha buluşturabilmelidir.
Selam ve Dua ile…
Zülküf Er