• DOLAR 34.585
  • EURO 36.435
  • ALTIN 2941.476
  • ...
  • TGSP örneğinde olduğu gibi Türkiye genelinde ve bazı iller bazında farklı usul, yöntemle çalışan ve davet alanına farklı çalışma sistemleri ve şekilleriyle dâhil olan İslami ve insani STK’ların bu tür birliktelik ve organizasyonlarla bir araya gelmesi güzeldir ve gereklidir. Bu birliktelikler, Müslüman camialarla ilgili olumsuz algıları kırıyor, taassubu azaltıyor ve davet alanındaki çalışmaları ve çalışanları daha verimli hale getiriyor. Bu camiaların birbirinden ilmi, kültürel ve sosyal alanda istifade etmesi güçlü bir saha etkisi oluşturuyor. Örneğin; geçenlerde… ilinde A cemaati bir akaid dersi yapmayı tasarlıyor; ama dersi yapsa da en fazla 20 kişi katılacak. Aynı ilde çalışmaları akaid yoğunluklu olan B cemaatinden bu ders için destek istiyor. Bu ortak çalışma ‘Akaid Okulu’ adıyla sosyal medyada dar bir çerçevede ilan ediliyor. Kısa sürede başvuru sayısı 3.000’i buluyor. Somut örnekte de görüldüğü gibi tek yönlü, tek mekânlı aşırı yüklenmeler, her şeyi birilerinden bekleme yanlışlığı aşılmalıdır.  
  • Bizler ‘iman, ahlak, gönül ve söz medeniyeti’nin çocuklarıyız. Bu bağlamda, kavram haritası önemlidir ve bize ait olmalıdır. ‘Laf, lakırdı, kelam’, ‘sürü, çok, grup, kitle’ gibi birbiriyle eş/yakın anlamlı çokça kelime vardır; ama her birinin anlam bağlamı farklıdır. ‘Bu konuyla ilgili birkaç kelam edelim.’ Cümlesinde acaba laf ve lakırdı, kelamın yerini tutabilir mi? ‘Haftalık seminerlerimize çok kişi katılmadı.’ Cümlesinde acaba sürü kelimesi ‘çok’ kelimesinin yerini tutar mı, aynı anlam doygunluğunu oluşturur mu?
  • Şehrimizde birçok camia veya STK haftanın belirli günlerinde sohbet, seminer veya etkinlik yapıyorlar. Buralarda her zaman aynı yüzleri veya üslupları görmektense şehrimize, bölgemize gölgesi düşmüş ‘ilmiyle amil, tecrübesiyle aşina, hitabetiyle etkili’ kişileri ‘Tecrübe veya Gönül Sohbetleri’ adıyla gençlerle buluşturmak lazımdır.
  • STK ve camiaların çalışmalarında genellikle kadın gönüllü ve katılımcı sayısında nicel azlığa şahit oluruz. Davet çalışmalarında Müslüman kadına pozitif ayırımcılık adına gerekli ve yeterli çalışma alanları ve etkinlikler oluşturulmalıdır. Gönüllere, topluma ve gençlere seslenen her çalışmada kadını dâhil etmek, kadınları sayıca çoğaltmak, desteklemek ve öne çıkarmak önemlidir.
  • Salt bilgi, sadece bilgilendirme, her zaman aktarma/telkin etme yöntemi değişmelidir. Bilgiyi, bilgilendirmeyi ve telkin etmeyi gençlere ilgiyle yaklaşarak, onların ruh dünyasına seslenerek sunmak lazımdır. Şu an çoğu STK’larımız taş ve duvardan oluşan binalarla övünmekte veya bunun arayışını öncelemektedir. Taş ve duvarla güçlenen bir STK anlayışı terk edilmelidir. Eti, kemiği, sözü ve özü ile güçlenen; tebessüm, selam, musafaha gibi fiziki temaslar ile gençlere yakınlaşan; anlama, destekleme ve sahiplenme ile gençleri kazanan STK anlayışı benimsenmelidir. Şiar ve şuur ikilisi ile hareket eden her STK, gençlere her hâlükârda sevgi ve ilgiyle yaklaşmalıdır.
  • Parça bütünden ayrılırsa parça çürür, bütün küçülür. Gençlik kolları veya ana kademe gibi net ayırtlara gitmektense bu iş bölüşümleri bütün içinde değerlendirmeli ve çalışmalar parçayı gören, ihmal etmeyen bütünleyici anlayış içinde sürdürülmelidir. Çalışmalarda ‘problemli, suçlu, hatalı veya eksik kişi’ yaklaşımı terk edilmeli; ‘problem, suç, hata veya eksiklik’ genel olarak görülmeli, ele alınmalı, müdahale edilmeli ve giderilmelidir. ‘Şu problemli kişi, bu problemliler, şunun hatası’ demekten ziyade ‘Şu problem, bu problemler, şu hata’ demek lazımdır… (Devam edecek)