• DOLAR 34.589
  • EURO 36.334
  • ALTIN 2983.311
  • ...

“Cuma Günleri ”gösterilere güç ve renk verirken, gösteri ve kıyamlarda “Cumaların” asıl önem ve fonksiyonlarını yeniden “ümmete” hatırlatıyor.

Her ne kadar, çeşitli kesimler, Ortadoğu`daki toplumsal hareketlenmeleri, halkın iş, aş, demokrasi talebi olarak yansıtmaya çalışsalar da ‘Cuma Günlerindeki` dinamizm ve alevlenme, gönüllerdeki gerçek talep ve gerekçeleri izaha yetiyor.

Tam da bu noktada, Müslümanların, bu kritik dönemi de fırsat bilip “Cumaların” İslam`daki ehemmiyetini, ümmet olma şuurunun tesis edilip pratikte ifadesini bulmasındaki rolünü iyice idrak etme zorunlulukları ortaya çıkıyor.

Aynı şekilde Tunus ve Cezayir gibi ülkelerde bazı sendika ve sol çevrelerin de neden gösterileri Cumartesi günleri yoğunlaştırmaya yönelik çaba ve telaş içinde oldukları iyice analiz edilmeli.

“Cuma” ümmetin içtima, cem olma yani toplanma günüdür. Dikkat ve idrak edilirse, ümmetin bu günkü en büyük sorunu, dağınıklığı ve parçalanmışlığıdır. En büyük ihtiyacı da toplanıp bir araya getirilmesi ve birliğidir. Müslümanların birlik ve dirliğine dair önemli kavramların çoğu, Arapça `da “C-M-E” fiil kökünden türeyen terimler ve kelimelerde ifade buluyor.

“C-M-E” dağınık şeyi toplamak, bir araya getirmek manasındadır. Yani, cami, cemaat, cemiyet, cem olma, içtima-i hayat, Cuma ve bu alandaki pek çok kelime bu köktendir.

Mesela, Rabbimizin Esma-i Hüsnalarından “Cami” ismi (toplayan, bir araya getiren anlamında) bu köktendir. Kur`an-ı Kerimde pek çok alanlarda alakalı ayetler de geçer.

Müslümanların toplanma yeri ve Allah`ın evi Kâbe-i Şerifin birer şubesi halinde olan mescitler de “Cami” ismi ile isimlenir. Resulullah Efendimizin, Müslümanların namazlarını “Cemaatle” camide kılmalarında ısrarcı olması, Müslümanların dağınıklıktan kurtulup “Cemaat” ve “Cemiyet” olmalarına verdiği önemdendir.

Kur`an-ı Kerimde “Cuma Süresi” ismi ile bir sürenin yer olması “Cuma ezanının” okunması ile alış-veriş özelinde dünyalığı bırakıp “Cumaya” koşmalarının emredilmesi, böylece “Cumanın” farz kılınması derinlemesine idrak edilmelidir.

Aslında “Cuma Günü” haftanın 6.gününün ismi “Yevmül Aruba”dır. İslam`dan sonra Müslümanların bu günde toplanmaları üzerine bu güne “Cuma” veya “Yevmul Cumua” denilmiştir. Bu günde “Hutbe” irat edildiğinden dolayı Kürtler bu güne “Hutbe günü” anlamında “Roja Xutbê” diyorlar (Serhad taraflarında)

İslam, Müslümanların toplumsal- “içtimai” yapılarını sağlamak ve sağlamlaştırmak için namaz edasını, cami ve cemaat ilişkisini aşağıdaki şekilde dizayn edip bunu öngörmüş, teşvik etmiş, önemsemiştir.

Müslümanlar günlük namazlarını kendilerine en yakın camide bir araya gelmek sureti ile cemaatle eda ederler. Resulullah Efendimiz bunu o denli önemsemiştir ki, bu konuda kendisinden izin isteyen yaşlı ve âmâ bir sahabiye izin vermediği gibi, mazeretsiz camiye gelmeyenlere çok ağır müeyyidelerden bahsetmiştir.

Müslümanlar haftada bir kez ise, Cuma günü ve Cuma saatinde şehirlerinde şartlar elveriyorsa bir tek camide bir araya gelirler. Bu Kur`an-ı Kerimin emri ile sabittir. İslam beldelerinde her şehrin merkezinde “Ulu Cami, Cami-i Kebir yahut Merkez Camisi” ismi ile birer büyük caminin bulunmasının hikmeti aslında budur.

Müslümanlar aynı şekilde yılda bir kez, Allah`ın evi olan ve aynı zamanda yeryüzündeki tüm mescitlerin merkezi konumundaki Kâbe`de “cem olup” bir araya gelmeleri de, İslam`ın şartı haline gelmiş bir farziyettir.

Ümmetin inşası, tesisi bu şekilde olmuştur. Ümmet olma şuur ve bilinci, Müslümanların eğitimi, idaresi bu düzlemde gerçekleşmiştir.

Resullulah Efendimizin hutbeleri özellikle de “Veda Haccındaki” “Veda Hutbesi” bu konularda bizlere çok şey söylemektedir. Halife-i Raşidin dönemindeki cami, cumaların işlevi, hutbelerinin kapsamını unutmuşsak bile zaman ve olaylar yeniden bize hatırlatıyor.

O yüzden Tahrir Meydanı`nın, Şüheda Meydanı`nın, Azadi Meydanı`nın (vakti zamanında) ve daha nice meydanların “Cuma günlerinde” kıyam mescitlerine dönüşmesi, aynı şekilde “Cuma günlerinin” zulme, tuğyana, diktaya ve faillerine karşı “Gazap günü” ilan edilmesi üzerinde iyice düşünülmesi ve idrak edilmesi gereken bir husustur... Vesselam