• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasulüne olsun.

Çevremizde sık sık duyduğumuz, hatta belki kendimizin de kullandığımız masum, sevimli, sitem dolu bir cümledir: “İnsan bir teşekkür eder.” Neden teşekkür? Çünkü insan olmanın en basit, en kolay, en saf ve yalın hâlidir, teşekkür.

Çocukluğumuzdan hatırlayalım. Birisi bize bir şey ikram ettiğinde hemen yanımızda kolumuzu dürtükleyen bir el ve kulağımızda “Teşekkür et!” sesi belirirdi. Çünkü teşekkür etmek insan olmanın ilk basamağıdır. O sebepten olsa gerek, Kur’an-ı Kerim dahi -tabiri caizse- Allah’a teşekkürle başlar. “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.” Bunu gün içinde defalarca, her namazın her rekatında tekrarlarız.

Kimi zaman insanlara öyle iyilikte bulunuruz ki, kendi işlerimiz aksar. Bazen basit sayılabilecek bir mesele için çok fazla çaba harcarız. Çünkü bizim için basit olan bir mesele karşı taraf için çok önemlidir. Bazen zamanımızdan, gücümüzden, bazen maddi imkanlarımızdan, bazen uykumuzdan… Veririz de veririz. “O kadar uğraştım, işini hallettim. İnsan bir teşekkür eder yahu! Yanımdan geçti selam bile vermedi.”

İşte biz burada kaybediyoruz. Burada psikolojik sıkıntılar üstümüze, yaz sıcağında giyilmiş naylon bir elbise gibi yapışıp bizi rahatsız etmeye başlıyor. Halbuki teşekkür edilesi işler yapmıştık ve maddi manevi ikramlar bir yana en azından bir teşekkürü hak etmiştik öyle değil mi? Hem daha küçük yaşlarda teşekkür etmeyi öğretmemişler miydi bize?

Teşekkür etmek güzel ancak üzülerek söyleyelim ki teşekkür beklemek öyle değil. Teşekkür beklemek, âlemlerin Rabbi dururken başkasından ödül beklemektir. Bizi yıpratan, insanlardan olan beklentilerimizdir. Sonra zamanla ne oluyor biliyor musunuz? Bir, üç, beş… Kendisine iyilik yaptığımız halde teşekkür etmeyenlerin sayısı arttıkça iyilik yapma isteğimizde de azalma oluyor. Ne bekliyoruz ki? Karşımızdaki insan… Rabbimizin birçok ayette “Ne kadar az şükrediyorsunuz!” hitabına muhatap olan varlık. Allah’a bile teşekkür etmeyen, bize niye etsin?

Vefa istenmez, gösterilir. Teşekkür beklenmez, edilir. “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” buyuruyor Efendimiz(asv). Nankörlük bir huydur ve bu huy herkese karşı aynı işler.

Teşekkür beklemek bir ihlassızlık sorunudur. Bu sorunu aşmak için, her işimizi Allah için yapmaya niyet edelim. İhlas konusunda bu seviyeye ulaşamadık mı? O halde insanlara yardım ederken, olumlu ‘geri bildirim’ almadığımızda üzülmeyeceğimiz kadar yardım edelim.

Unutmayalım ki şu kâinatta bir çöp bile yok olmaz. Hepsi ahirette karşımıza iyi veya kötü olarak çıkacak. Nasıl ki ekolojik dengede her şeyin, bir toprak solucanının bile özel bir yeri varsa ahirette de zerre miktarı iyilik ve zerre miktarı kötülükler tam bir şekilde karşımıza çıkacaktır. Beklentilerini ahirete saklayanın, dünyadan hayal kırıklığı olmaz.