• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.

Kıymetli okur… Devir ne kadar da hızlı değişiyor görüyor musun? Belki sen de yakınlarınla on yıl öncesine bakarak on yıl sonra dünyanın ne hale gelebileceğini düşünüyorsun. Çocuklarımız anne baba olduğunda, biz nine ve dedeler olduğumuzda nasıl bir dünyada yaşıyor olacağız?

Kalem ve kaset arasındaki bağlantıyı bilen nesil olarak bizler şu an, son derece gelişmiş bir teknolojiyi de müşahede ediyoruz. Polifonik telefona teknoloji harikası derken şimdi anlatamayacağımız kadar büyük bir değişim ve gelişimin içerisindeyiz.

İlkokul çocuklarının telefon kullandığı dönemdeyiz ve bu genişlik çocukları zapt edilemez bir duruma getiriyor. Telefonla çok fazla oyun oynayan çocuk gerçek hayattan kopuyor ve artık eğlenceli ortamlarda bile telefon kurcalar oluyor.

Youtube’da malayani videolar izleyen gencimiz bırakın İslami videoları, eğlenceli İslami içerikleri bile beğenmiyor. Okullardaki bahar şenlikleri yahut batıl çevrelerce yapılan etkinlikler, gençleri helal etkinliklere karşı duyarsızlaştırıyor.

Bizler tıpkı fay hatları gibi hareketli bir yapı ortaya koyup herkesten önce toplumu sallamak, sarsmak zorundayız. Zamana her an ayak uydurmalı, hatta ferasetimizle ilerde gelecek olan akımları, tarzları sezip ona uygun içerik geliştirmeli, etkinlikler düzenlemeliyiz. Zalimlere karşı da tıpkı bir deprem gibi olmalıyız ki, bizim olduğumuz yerde başka bir şeyin adı geçememeli…

Bir yerde bir ahlaksızlık, onursuzluk etkinliği mi var, biz buna öyle alternatifler üretmeliyiz ki, karşı taraf “Bunlar bizim bütün planlarımızı boşa çıkarıyor.” diyebilmeli. Kalıcı eğitimler, gençlerle kamplar, onları bilinçlendirme dersleri, helal eğlenceler, İslam’ın hoş kokusunu alacakları her şey… Tek başına Lut(as) onları nasıl korkuttuysa biz de O’nun gibi olmalıyız.

Etkinliklerimizin adıyla içeriği uygun olmalı. Örneğin ‘Gençlik şöleni’ ya da ‘bahar şenliği’ diye adlandırdığımız konserlerimiz gençlere hatta çocuklara uygun olmalı. Sahne süslenmeli, gençlerin bu ümmetin geleceği olduğu ile ilgili ezgiler bestelenip seslendirilmeli. Birkaç bilindik çocuk ilahisi söylenip mümkünse çocuk ilahi grubu da eşlik etmeli. Acıklı ezgiler programın üçte birini geçmemeli.

Son olarak, büyüklere yönelik etkinlikler bile gençler gözetilerek hazırlanmalı. Zira çok büyük bir genç kitlesi ardımızdan geliyor. Onlar bu etkinliklere of puf ederek giderse, kendini oraya ait hissetmezse işte o zaman ciddi ciddi yandık demektir. Ebeveynler programa gidiyor ve çocuğunu da götürüyorsa, zaten belli bir bilince ermiş demektir. Önemli olan çocukları ve yeni yetişen gençleri kazanmaktır.

Rabbim çocuklarımızın içinde, dışında, üzerinde, gözünde, kulağında şeytana bir alan bırakmasın. Bizleri de gelecek nesiller için hakkıyla çalışanlardan eylesin.