Büyük fotoğrafı gören var mı
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Kime nasıl sesleneceğini, sesinin duyulup duyulmayacağını, duyulduğunda maksadının anlaşılıp anlaşılmayacağını bilmeyen bir insanın feryadıdır bu…
Gün geçmiyor ki bir genç kadın sevgilisi(!) tarafından öldürülmesin. Güzel ülkemde üçüncü sayfada sadece cinayet haberleri verilse, sayfa yetmeyecek bir hale geldik. Çoğunluğu da –sözüm ona- aşk meşk cinayetleri…
Hemen her flört cinayetinin ardından herkeste bir yorum sevdası… Herkes dünyanın nasıl olmasını istiyorsa o yöne çekip yorumunu o manada yapıyor tabii. Ölen kişi inanın ki pek kimsenin umurunda değil. Gelecek nesillerimizin hayatı, ölümü nasıl olacak diye bir dertleri yok. Günü kurtarma derdindeler.
“19 yaşındaki genç kız, eski sevgilisi tarafından öldürüldü.” ne demek yahu? Hiç kimse 19 yaşındaki kız hangi arada sevgili eskitti diye sormuyor. Neler yaşadı da hangi şartlarda (şantajla) apartta bir erkekle yalnız görüştü diye de sormuyor. Algı şu: “Bir kız bir erkekle her şeyi yapabilir. Bu birlikteliğin sonunda her şey olabilir ancak cinayet ve şiddet hariç!” Büyük fotoğrafı gören var mı?
En büyük cinayet, ahlakı öldürmektir. Kastımız sadece son günlerdeki cinayetler değil. Genel manada çözüm konusunda gerekli adımlar atılmıyor, gerekli önlemler alınmıyor. Bir erkek, haram ilişki yaşadığı genç kızla burun buruna çektiği resmini sosyal medyaya atabiliyor. Sokakta, orda burada istediği gibi davranabiliyor. Kıskanması aşk, yasak koyması sevda olarak görülüyor. Psikopat ruhu, gözü dönmüş bir âşık olarak alkış alıyor. İşin sonu cinayete varınca herkes bir silkiniyor. Her cinayette bir şey daha öğreniyor aydınlanıyoruz.
Flört bir bataklıktır. Bataklığı kurutmaya kimsenin niyeti yok. Bataklıkta yüzelim ama boğulmayalım istiyorlar. Debelenmiş, batmış çıkmış sorun değil; aşktandır(!). Allah aşkına, ne zaman bu bataklığa tepki göstereceğiz? Ne zaman ameliyatlık hastayı pansuman etmekten vazgeçip ameliyata alacağız? Ne zaman sorunlara kesin bir çözüm bulacağız? Toplum olarak ne zaman akıllanacağız?
“Kızım benle her şeyini paylaşır. Erkek arkadaşı olursa ben tanıyayım yeter.” diyen Müslümanlar var. Sen tanıyınca kızına zarar vermeyecek mi? Sen tanıyorsun diye, senin hatırın için mi kızına acıyacak? Kimin “Ya benimsin ya toprağın…” mantığıyla ana kuzularını kara toprağın bağrına gönderecek zihniyette olduğunu nerden bileceğiz?
Anneler, babalar! Allah için siz de çocuklarınızı kendi şehrinizdeki üniversitelere gönderin. Gözünüzün önünde, korumanız altında olsunlar. Zarar verecek olan yine veremez mi? Verebilir ama böylesi her zaman daha güvenlidir.
Annelerinin kuzusu, babalarının gülü kızlar! Siz de şu flört denen illetten kendiniz için vazgeçin ne olur. Kirletmeyin nefsinizi, eskitmeyin bedeninizi, yıpratmayın ruhunuzu… Ciddi düşünmekle haramlık ortadan kalkmıyor, unutmayın. Ciddi düşünüyorsanız sevdiğiniz kişiyi ailecek bir araştırın. Temiz biri ise evlenin de sokaklar, okullar, ruhlar, bedenler daha fazla kirlenmesin. Tertemiz yuvalarda tertemiz bir aşkla yaşayın, yaşlanın inşâAllah… Unutmayın ki huzur helaldedir; nefse hoş gelse de haramda huzur yoktur.