Taşeron Ebeveyn
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm O’nun pak Rasûlüne olsun.
Çocuk doğurmak, büyütmek kaderdir; çocuk yetiştirmekse sanat. Elbette bu sanat da kaderdendir. Ancak ne var ki günümüz kadınının çocuk yetiştirmekten daha önemli işleri vardır. Çalışmak, kazanmak ve kariyer yapmak gibi… Kadının bu kariyer telaşında olan ne erkeğe olur ne kadına. Olan en çok çocuğa olur. Annesine en çok ihtiyacı olduğu halde bir başkası sarar, sever onu. İhtiyaçlarını başkası yani bakıcısı giderir.
Geçenlerde bir gazete “Zenginin tercihi taşeron ebeveyn” diye manşet atmıştı. Ne iş yapar bu taşeron ebeveyn? Çocuk hakkında her işi yapar ve anne babaya sadece paşa gönülleri isterse çocuğu azıcık sevmek kalır. Zengin olmadığı halde çocuğuna bakıcı tutan insanlar var. Anne ve baba çalışıyor, annenin maaşı bakıcıya gidiyor. “Annenin maaşı bakıcıya gideceğine anne çocukların başında otursa daha iyi değil mi?” denildiği zaman “Çocukların sesine, çocuk bakımına dayanamıyor. Biz de böyle bir çözüm bulduk.” Tam bir facia... Evet, zaman zaman çocuklarımızın gürültüsünden rahatsız olduğumuz olmuştur ama bu durum, elin işinde birilerinden azar işiterek çalışmaktan kötü değildir. Çocuk sesi, cennet kuşlarının cıvıltısı gibidir.
Kadın erkeğin eşidir; rakibi değil. Ev bir devletse erkek evin kralıdır, kadın kraliçesi, çocuklar da halk. Her ülkenin bir hükümdarı olur. Kadın ve erkek birbiriyle kariyer yahut maaş yarışına girerse o aile devletinde kargaşa çıkar. Ancak herkes yerini ve görevini bilse, o zaman o aile dünyanın en güzel köşesi olur fertlerine. Görev derken sadece kadının görevlerini kast etmiyoruz. Erkek de evin maddi ve manevi bütün ihtiyaçlarını karşılamalıdır ki, kadın çalışmaya ve çocuklarını tanımadığı bilmediği ellere bırakma yoluna başvurmasın. Maaşını aldığı gibi bakıcıya veren ve çocuklarından kaçmak için çalışan bir annenin maddiden çok manevi yardıma ihtiyacı vardır. Etraf “İşyerinde kafam daha rahat!” diyen insanlarla dolu… Ülke ve insanlık adına büyük kayıp…
Ayaklarının altına cennet serilendir anne. Çocukları hakkında duası makbul olandır baba. Bugün çocuklar cennetsiz ve duasız büyüyor; anneler sorumsuz, babalar umarsız. Anne babasından ilgi görmemiş bir çocuğun sokaktaki kediye, köpeğe merhametli davranmasını, bir düşkünün elinden tutmasını nasıl bekleriz? “Tamam da bakıcı tutuyoruz, öğretmen getiriyoruz. Yediği önünde yemediği ardında…” Adam bakıcı ilanı veriyor, zannedersiniz modern köle tutuyor. “Pedagojik formasyonu olan, çocuklarıma yabancı dil öğretecek, bize ve öğretmenlere rapor hazırlayacak, ilkokul müfredatına hâkim vs. bakıcı aranıyor.”
Rabbim bu illet Müslümanlara da bulaşmadan, tesettürüne ve örfüne sahip çıkan kadınlar da analıktan sıyrılmadan bu akımı durdursun. İnsanların kalplerine çocuklarının sevgisini versin, onlara tahammül gücü versin. Çocuklar annesiz, sevgisiz, huzursuz büyümesin. Zira sevgisiz büyümüş bir çocuk sadece ailesinin değil bütün insanlığın başına beladır.
Sezgin Özbay