MALCOLM X-2
Sevgiler ve Buğzlar kendisi için olan Allah`a hamdler olsun..
Allah için sevmek, Allah için buğzetmek şiarını bizlere öğreten Resulullah`a selat ve selam olsun..
Malcolm X`in Hacc dönüşünde yaşadığı dönüşümün tarihe emsal bir davranış olduğunu anlatmayı bu yazıya bırakmıştık.
Ancak bunun anlaşılması için Amerika`da sistemin zencilere reva gördüğü ayrımcılığı, insandan değersiz, hayvandan biraz daha değerli mantığını ve siyahlara uygulanan Beyaz Adam zulmünü tarihiyle beraber bilmek gerekiyor.
Amerika kıtasına yerleşen ve gün begün işgal eden Avrupalılar, ilerde torunları hak talebinde bulunmasın diye Amerika yerlilerini toptan bir kıyıma uğratıp yok ettiler. Avrupalılar bu kez çiftliklerini evirip çevirecek, topraklarını sürecek, hayvanlarına bakacak, her türlü ev işlerini yapacak insan gücüne ihtiyaç duydular. Bunun için iki seçenekleri vardı; Ya parasıyla hizmetçi statüsünde olacaktı bu iş ya da bedavaya getirerek kölelikle.
Gözü doymak bilmeyen hayvan şehvetli, domuz iştahlı Avrupalılar ikincisini tercih ettiler. Bu tercih bir sektör oluşturdu. Artık köle pazarcıları, insan tacirleri bir nevi şirketler kurarak köle ticaretine başladılar. Bunlar gemiler dolusu silahlı adamlarla Afrika kıtasına baskınlar düzenleyerek siyahi kabilelere saldırdılar. Kadınlarını, çocuklarını ve sağ yakalayabildikleri erkeklerini gemilere doldurup Amerika`ya kaçırdılar. Orada da parayla çiftlik sahiplerine, insan gücüne ihtiyaç duyan herkese sattılar.
Siz siyah insanın gemilerle okyanustan Amerika`ya götürülüşü sırasında hayvan gibi üst üste istiflenişini, gördüğü muameleyi bir okusanız “Bu insan işi olamaz diyeceksiniz”. Ancak siyah insanın çilesi bununla kalmadı. Amerika kıtasına kavuşunca insandan daha az değerli bir muameleyi hayatının her anında yaşadı. 1960`lara kadar fiilen devam eden bu ayrıcalık sosyal hayatın her aşamasında çok acı bir şekilde sürdü gitti. Lokantalara “Köpekler ve zenciler giremez” şeklinde yazılar asılması veya beyazların bindikleri otobüslere siyahların binememesi, okullara kabul edilmemeleri bu zulmün ufak dışavurumlarındandır.
Amerika tarihi bu anlamıyla da akla hayale gelmez zulümlerle doludur. Bu durum doğal olarak siyah insanlarda aşırı bir tepkiyi ve kini de stokluyordu. Siyah insan için beyaz adam sadece nefrete layık yaratıktı. Ve Malcolm da böyle düşünenlerdendi.
Rejimin bir asra yakındır Doğu ve Güneydoğu insanına reva gördükleri Beyaz Adamın Amerika kıtasında siyahlara reva gördükleriyle benzer yönleri çok olması hesabiyle Malcolm`un örnekliğini manidar buluyorum. Zira o Hacc dönüşü Elijah Muhammed`in nefret üzere kurduğu yolu terk etmesi örnek olmalıdır. Düşünün ve kendinizi onun yerine koyun; Beyaz düşmanlığı üzere kurulu bir dine tabisiniz ama aniden aslında bu dinin renge, ırka, dile… bakmadan herkesi kabul ettiğini öğreniyorsunuz. Ne yapardınız? Malcolm`un tüm tepkilerine rağmen beyaz düşmanlığından sıyrılıp davet çalışmalarını onları da kuşatacak şekilde genişletmesi ve Elijah Muhammed`den ayrılması Evs ve Hazrec`in Hz. Resulullah araya girince Buas`ı terk etmeleri gibi anlı ve şanlıdır.
Zalimin milliyeti yoktur. Dolayısıyla yapılan zulmü zalimin milliyetine değil inançsızlığına, iman eksikliğine, Allah`tan korkmazlığına bağlamak lazım. Misalen 90`larda fail-i meçhul cinayetlere Türklüğü ile imza atan Allah`tan korkmaz biri aynı sıfatla şayet Kürt olsaydı dağa çıkıp yol kesecek, cinayetlerini orada işleyecekti. Yine Dağa çıkmış Kürtlüğü ile cinayet işleyen bir katil Türk olsaydı Kürtleri öldüren el olacaktı. Bundan şüpheniz olmasın. Allah u A`lem Malcolm Hicaz`da bunun farkına varmıştı.
Burası önemlidir. Çünkü toplu ve sosyal kopuşların en derin yırtığı budur. Davetçinin toplum hayatına bakan tarafı onun toplumun tüm sorunlarıyla uğraşmasını gerektirir. Bunun içinde toplumdaki çatlakları tespit etmesi şarttır. Bu çatlaklardan biri de kanımca maruz kalınan bir zulmün, o zulmü yapan kişinin tüm aidiyetlerine şamil kılınmasıdır. Bu şamiliyetten sonra da taassub ve yersiz kinler başlamaktadır ki, bu taassub ve kin sahiplerini adım adım Hak ve Hakkaniyetten uzaklaştırmaktadır. İşte Malcolm bir siyah olarak beyaz düşmanlığından sıyrıldığı yerde şehadetle randevusunu almış oluyordu.
SELAM VE DUA İLE