TC`nin siyaset zemini
Kendi çağının müşriklerinden itibaren yeryüzünde tavizsiz mücadelesiyle tüm çağlara emsal Efendimiz Hz. Muhammed`e selat ve selam olsun.
Seçimlerin arefesinde bu konuya tekrar değinme ihtiyacı hâsıl oldu gibi. Tabi bu arada geçen hafta yazamayışımızdan dolayı özrümüzü de arz edelim.
Çocuklarınız varsa veya çocukluk anılarınızda yer etmişse Çocuk Boyama Kitaplarını da iyi bilirsiniz. Beraber anımsama adına bahsi geçsin; Çocuk Boyama Kitaplarında hazır çizgiler ve resimler vardır. Örneğin develer vardır, öküzler vardır, çiçekler vardır, dağlar vardır. Daha doğrusu bunların resmedilmiş halleri vardır. Deve resmi çizilmiş ama renksiz bırakılmıştır. Bu tür kitaplar böyle sayfalarla doludur ve her sayfasında ayrı nesnelerin resimleri vardır. Çocuktan istenen şey ise bu resimleri renklendirmesidir. Çizgilerin dışına taşmadan devenin kafasını, ayaklarını, boynunu, hörgücünü v.s boyayan çocuk kendisi için çizilmiş çizgiler içinde kendince boyama yapar. Hatta resimleri renklendirirken bile hangi rengi kullanacağı bile belletilir. Zira boyasız bırakılan resmin yanında aynısının boyalı hali de verilir. Devenin kafası kahverengi ise çocuk da boyasız deve resminin kafasını boyarken kahverengine boyamalıdır.
Resmin boyanması bitince çocuk şevkle babasına, annesine koşar, edasından sanılır ki deveyi de o resmetmiştir. Çocukça duygularla hazır çizgileri boyadığının maharetiyle aferin beklerken baba, baba edasıyla “İyi ama boyayı çizgilerin dışına taşırmışsın” demez mi? Çocuk anlar ki istenen boyayı bir de çizgileri aşmadan yapmalıdır.
Şimdi, TC`de siyaset yapmak da böyledir. Bizler siyasete karşı olmamalıyız. Siyasal anlayış ve eylem açısından hep hareket halinde olmayı savunuyoruz. Ama bizim kastettiğimiz “Siyaset” kavramı, TC literatüründeki murad ile müradif değildir. Sandık Siyaseti, Politika, Ceylan Derisi Siyaseti değildir bizim Siyaset anlayışımız.
Bu anlamda TC`nin verdiği siyaset icazesi Çocuk Boyama Kitapları`ndan farksızdır. Çizgiler resmedilmiştir. Ve siz o çizgiler içinde, dışarı taşmadan boyama yapabilirsiniz. Kurduğunuz (veya kuracağınız) partinin tüzüğünden, göstereceğiniz adaylara kadar. Partinize tema yaptığınız ideolojiden kullanacağınız logoya kadar her bir alan resmedilmiş ama içi boyanmadan bırakılmıştır. Mevcut partileri taslak olarak resmetseniz ve bir Çocuk Boyama Kitabına sayfa sayfa yerleştirseniz TC Siyaset Zemini ile Çocuk Boyama Kitapları arasında fazlaca bir fark göremezsiniz.
Avrupa`da kurulmuş partiler tanınmış hakların ve özgürlüklerin göstergesi olarak orta yerde duruyor. Öyle ki ayrılıkçı olduklarını parti tüzüklerinde açıkça ifade eden ve hazırdaki rejimin zıddı ideolojilerini deklare eden partiler bile kurulabilmekte, seçimlere girmekte hatta yer yer küçük ortak olarak koalisyonlarda bile yer edinebilmektedir. Bunlar açıkça ülkenin bir bölgesini ayırmak istediklerini parti tüzüklerine koymalarına rağmen bahsettiğimiz siyasi faaliyetlerini yürütebilmektedirler. (Ancak Avrupa, geçmişinde terör ve yıkım olan partilere izin vermemekte, çok sıkı bir karantina uygulamaktadır. Nazi partiler gibi. Bu, bahsettiğimiz teşhis ile zıddiyet arz etmemektedir.)
Netice olarak TC Siyaset Zemini tümüyle millet iradesi ve inisiyatifi dışında gelişmiştir. Sandıklar ve seçimler birer senaryodur. Millet ise yazılmış senaryoların yardımcı oyuncuları, bazen da dublörüdür. Temsil hakkını 80 küsur yıldır elde edememiş olan millet oy pusulalarında önüne koyan isimler arasından tercihe mecbur bırakılmıştır. Ben, kime oy vereceğim noktasından değil oy vereceğim kişiyi tercih edebilme noktasından siyasete başlamalıyım. Allah`ın kullarına bahşettiğe cüzi irade bunu gerektiriyor.
Ben çizilmiş resimleri boyamak değil, kendi çizgilerimi boyamak istiyorum.
SELAM VE DUA İLE