• DOLAR 34.663
  • EURO 36.361
  • ALTIN 2930.09
  • ...

Rusya ve Suudi Arabistan arasındaki rekabet nedeniyle petrol piyasası çalkalandı ve ham petrol varil fiyatları çakıldı. Dünya istatistiklerine göre akaryakıt fiyatlarının en yüksek olduğu ülkelerden biri olmamız hasebiyle; bizde de pompa fiyatları düşer mi diye bir beklenti oluştu. Ancak en başta ifade edeyim; kimse ümitlenmesin. Bir indirim olsa dahi dünya piyasasındaki düşüşe göre çok cüz'i bir oranda kalacaktır. Çünkü biz aslında devletten akaryakıt değil, resmen vergi satın alıyoruz. Nasıl mı?

Anlatayım; aslında ekonomi yönetimi dünya piyasasında petrol fiyatlarının düşmesini çok istemez. Çünkü fiyatı düşerse tüketiciden litre başı aldığı vergi oranı da düşer. Dolayısıyla dünya piyasasında fiyatlar düştükçe devletin kasasına giren para da düşmektedir. Zaten herkesin dikkatini çekmiştir; petrol fiyatları veya dolar yükseldiğinde bu durum zaman kaybedilmeden petrol pompa fiyatlarına yansıtılır. Ancak dolar veya ham petrol fiyatlarında bir düşüş olduğunda bu kolay kolay pompaya yansıtılmaz. Yansıtılsa dahi yapılan zam oranında olmaz. Bu durumu artık kanıksamışız.

Akaryakıtın vergilendirme oranlarına da bir bakalım; kullandığımız akaryakıtların %10'u dağıtıcı marjıdır, %55'i konulan vergilerin toplamı, daha %35'i yakıt ücretidir. Bu durum, vergilendirme sistemimizin nasıl toplumu soyup soğana çevirdiğini net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu oranlama ile dünya petrol fiyatlarında %20'lik bir düşüş olsa dahi bunun bizdeki karşılığı ki eğer bu da yansıtılırsa daha yeni %7 oranında olur. Bu da ciddi bir bütçe açığı olacağından asla gerçekleşmeyecektir.

Bu durum elektrik ve doğalgaz için de aynı veya benzer bir şeydir. Elektrik, doğalgaz ve petrol; günlük yaşamda vatandaşın hayat damarlarıdır. Tarım, sanayi ve diğer üretim sahalarında da durum bu. Maliyetlerin veya girdilerin %50'sinden daha fazla bir oranı bu kalemlere gitmektedir mecburen. Bu kalemlerdeki astronomik fiyatlandırma, vatandaşlarımızın sofrasını ciddi bir şekilde etkilemektedir. Tarım, sanayi ve diğer tüm üretim sektörlerinde de en büyük girdi kalemi ya elektrik, ya doğalgaz ya da petroldür. Bu kalemlere konulan vergilendirme oranları hakikaten insaf ve vicdan ölçülerinin kaldırabileceğinin çok üzerindedir.

Bu kalemler, devletin de en önemli gelir kapıları haline getirilmiştir. Bu durum devletin vatandaşlarını, yatırımcısını, üreticisini, sanayicisini hiç düşünmediğini, en kolay gelir elde etme yöntemini tercih ettiğini göstermesi açısından çok önemlidir. Bu kalemlerdeki vergilendirme, hazinenin neredeyse en büyük girdilerini oluşturmaktadır. Çünkü devlet açısından en kolay, en külfetsiz, en masrafsız gelir elde edebileceği yöntem; vergilendirmedir. Masa başında küçük bir düzenleme ile trilyonluk rakamlara hükmedebilmektedir.

Dolayısıyla; elektrik ve petrol, ülke ekonomisini ciddi anlamda etkileyebilen kalemlerdir. İşsizlik, istihdam, üretim, piyasanın canlanması veya durgunluğu direk olarak elektrik ve petrole bağlıdır. Devlet vatandaşlarını rahat ettirebilmek, istihdam ve üretim sektörünü canlandırmak ve ekonomik krizi bitirebilmek için bu kalemlere koyduğu vergilerden mutlaka feragat edebilmelidir. Görünürde hazine girdilerinde bir kayıp görülse dahi bu kayıp ticaret ve üretimin artması ile bir şekilde çok daha fazlasıyla hazineye yine geri dönecektir.