• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Kutsal kitabımıza yönelik yapılan hadsiz hakaretler durmak bilmiyor… Şimdi yeniden Hz. Peygamberimize (SAV) de hakaret gündeme getiriliyor… Kitabımız Kur’an'a sahip çıkmak bizim görevimizdir. İlk önce kitabımızı okuyacağız… Okumadan ona sahip çıkarız demek çok yanlış olur… Savunduğumuz şeyi bilmek zorundayız… İkincisi, kitabımız bizim için kutsallık arz ediyorsa ki ediyor, onun dediklerine kulak verip yerine getirmemiz gerekiyor… Sahip çıkmak zaten onun dediklerini yapmakla olur… 'Bizim kitabımıza hakaret edemezsiniz' diyerek sonra o kitabın dediği hiçbir şeyi yerine getirmemek ona yapılan en büyük hakaret olur… Sadece Elif-ba'yı okuyarak Kur’an'ı öğrendim demek de ona bir saygı göstergesi değildir… Yıllarca onun dediğini hiç anlamadan sadece yüzünden 'sevap kazanmak' için okuyarak mehcur bıraktığımız için bu hale geldiğimizi düşünüyorum… Kur’an'a sahip çıkmak tek tek Kur’an'ın dediklerini yerine getirmekle olur… Sözüm şeriat ve İslam devleti isteyenleredir. Bugün şeriattan bizi alıkoyan nedir? Kim bizim şeriata göre yaşamamızı engelliyor… Faize karşı olanlar bir araya gelelim ve İslami Banka kuralım… Ne dersiniz… Faizsiz kredi verelim… Yoksula iş kurma imkânı sağlayalım… İngiltere'de olduğu gibi özel Şeriat mahkemeleri kuralım… Yasa izin vermiyor ise yeni yasayı çıkaralım, mecliste Müslümanların çoğunluğu yok mu? İngiltere'de olan neden İslam ülkesinde olmasın! Şirket kurarken İslami usullere göre kuralım… İslam ticaret hukukunu uygulayalım… Bunun için İslam Hukuku avukatları yetiştirelim… Fetva kurullarımız var zaten… Her cemaatin fetva kurulu var… Diyanet İşlerinde de fetva kurulu var… Neden İslam Hukukuna göre Avukatlarımız yok… İslam miras hukuku yok mu? Var… Neden onu uygulamıyoruz? İlahiyat Fakültelerimiz var… Neden İslam Hukuku uzmanları yetiştirmiyorlar… Medeni Hukuk Fakülteleri gibi neden İslam Hukuk Fakültelerimiz yok… Neden kurmuyoruz… İşte Kur’an'a sahip çıkmak demek bunları yapmak demektir… Sadece hamaset ile 'şiddetle kınıyoruz' demek değildir…

Kutsal kitabımıza saldırıyorlar çünkü biz onu mehcur bıraktık. Biz şu anda üzerine Arapça lafızlarla Kur’an'ın yazıldığı mushafı korumaya çalışıyoruz, çalışmalıyız da… Ama asıl korumamız gerekenleri çoktan unutmuşuz… Kur’an'ın hükümlerini korusaydık kimse ona hakaret edemezdi… Düşünün… Kur’an'da Allah (C.C) Hz. Peygamberimizin ağzından buyuruyor, hadis inkârcılarının da kulaklarına küpe olsun, en sahih hadisi nakledeyim: “Ey Rabbim! Benim bu kavmim/ümmetim bu Kur’an’ı mehcur (terk edilmiş) bıraktı” (Furkan, 30). Hz. Peygamberimiz bile bizden şikâyetçi… Ne hale getirdik bu Kur’an'ı? Kur’an'ı satarak ticaret yapmaya başladık… Kur’an'ı el âleme oyuncak yaptık… 'Kur’an çarpsın' diye söz bile ürettik… Kur’an çarpmaz, Kur’an hidayete erdirir! 31 Temmuz'da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Dışişleri Bakanları bir araya geliyor… Eminim, bir ortak kınama yayınlarlar… Başka ne yapabilirler ki? Kendileri Kur’an'ı mehcur bırakalı çok olmuş… Kur’an'ı öperler, toplantı başında en iyi okuyan bir hafızı getirip okuturlar ama hükümlerini yerine getirmezler… Batı medeniyetinin kurmuş olduğu bir Hıristiyan kulübü olan Avrupa Birliğinin yasalarına uyumlu yasalarını çıkarmak içim milyonlarca dolar para harcarlar ve kurtuluşu orda görürler… Yazık… Gerçekten yazık… Bunca okunan Kur’an ayetlerine, edilen samimi dualara yazık… Kur’an’sız tüketilen ömürlere yazık… Mezarlarda, camilerde ne dediğini bilmeden, cemaatin kulaklarına okunan Kur’an'a yazık… Ne mutlu ölenlere dedirten ölülere okunan Kur’an'a yazık… Bu Kur’an ne zaman bize inecek acaba? Biz ne zaman Kur’an'a göre yaşamaya ve Kur’an hükümlerini yerine getirmeye başlayacağız… Kur’an'a ve Hz. Peygamberimize yapılan hakaretler bize yapılan bir uyarı olarak almaz isek bize de yazık… “Bilin ki Allah’ın cezalandırması çetindir ve Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”  (Mâide Suresi 98. Ayet).