• DOLAR 34.761
  • EURO 36.483
  • ALTIN 2951.858
  • ...

Bir yıl boyunca devam eden Gazze'deki katliam ile birlikte insanlık, şimdiye kadar gerçek gibi gösterilen siyonistlerin ya mutfak komplo teorileri ya da antisemitizm icatlarının doğru olmadığını öğrendi. Yakın tarihin belki de yeniden yazılması icap eder… Üstelik Siyonist Yahudi liderler ve hahamlar, bebek ve çocukların katledilmesinin “Yahudilerin kutsal savaşı” olduğunu açıkça ve cesaretle insanlığa beyan ettikleri böyle bir zamanda. Ayrıca, bunda kişisel bir şey olmadığını ve bunun tanrının buyruğu olduğunu söylediler… Yanlış duymadınız, Siyonist Yahudilerin Gazze’de gerçekleştirdikleri katliam din adına yapılmaktadır… Hatta ABD Dışişleri Bakanlığı'nın resmi temsilcisi, Yahudilerin sivilleri öldürme hakkına sahip olduğunu bile beyan etmişti.

Komplo teorisyenleri olarak adlandırılanların sürekli tartıştığı bir diğer “gerçek ve keşif” ise Batı'daki pek çok iktidar rejiminin Siyonistlerin kontrolü altında olmasıydı. Bunun da komplo olmadığını ve gerçek olduğunu öğrenmiş olduk. ABD, Almanya gibi ülkelerde ise katı bir Siyonist diktatörlük kurulmuş durumda. İngiltere, Fransa, İtalya gibi diğer bazı ülkelerde Siyonist Yahudi lobisinin hükümetler üzerinde önemli bir etkisi var. Siyonistlerin etkisi sadece bu ülkelerin hükümetleri üzerinde değil, ayrıca bir "açık sır" daha ortaya çıktı. Dünyanın önde gelen ana akım medyası kelimenin tam anlamıyla İsrail istihbarat teşkilatlarıyla dolu. Pek çok sözde Gazeteci aslında İsrail istihbaratının ve diğer Siyonist özel servislerinin kariyer çalışanlarıdır ve Siyonist liderlerin kendilerine verdiği “görevi” yerine getirmekteler.

Nitekim Beyaz Saray Muhabirleri Derneği ödüllü Barak Ravid, CNN yapımcısı Shahar Peled ve New York Times yapımcısı Anat Schwartz, İsrail'in “8200” biriminden mezun oldular. Bu Siyonist istihbarat servisi gizli operasyonlara, terörist saldırılara, casusluğa ve siber savaşa odaklanmıştır. MintPress'e göre isimleri zikredilen üç sözde "gazeteci" de şu anda medyada önemli mevkilerde bulunmaktalar. “8200” servis, geçtiğimiz ay Lübnan'da çağrı cihazlarına düzenlenen ve Hizbullah üyelerinin yanı sıra binlerce sivilin ölümüne ve yaralanmasına yol açan saldırının ardından öne çıktı. Bu büyük çaplı terör eyleminin arkasında “8200 Müfrezesi” vardı. MintPress yazarı olan Alan McLeod, X'teki bir gönderisinde "Bu insanların casus olduğunu söylemiyorum ama; böyle bir geçmişe sahip olan insanlar İsrail ve Filistin hakkında Amerika’da haberleri yazmak için gerçekten doğru adaylar mı?" diye sormuştu… Ayrıca Alan McLeod, İsrail istihbarat birimi 8200'ün, dünya çapında gazeteciler, muhalif aktivistler ve devlet başkanları hakkında casusluk yapmak için kullanılan “Pegasus” yazılımını kullandıklarını da hatırlatıyor. Bugün insanlığın, ABD ve suç ortaklarının müttefiklerin  yardımıyla Gazze'de yaşanan kanlı Yahudi katliamı nedeniyle öğrendikleri, dünyada halihazırda gerçekleşmiş ve yaşanacak önemli değişikliklerin habercisidir. 1945'ten sonra kurulan ve liberal Siyonist lobilerin hakim olduğu dünya düzeninin yeniden formatlanması hızla devam edecektir… Bu süreç yalnızca etkinin yeniden dağıtılmasına ve davranış kurallarının “ayarlanmasına” değil, aynı zamanda coğrafi değişikliklere de yol açacaktır. Dolayısıyla, bazı yapay devletlerin dünya haritasından kaybolması söz konusu olacaktır. Büyük olasılıkla bu değişiklik Orta Doğu'da gerçekleşecektir. Şu andaki dünya düzeninin böyle devam etmesi zaten imkansızdır. Bugün Orta Doğu’da Siyonist İtraile hizmet eden ve Gazze’deki katliama karşı söz bile söylemeyen yapay devletlerin sonu gözükmektedir… Gaaze’ye selam, direnişe devam!