İslam'a davet şart oldu…
Bölgemiz asırlarca İslam bayrağını şerefle taşımıştır. Osmanlının ortadan kalkmasıyla bölgede başlayan sekülerizm ile birlikte İslam'a davet çalışmaları da sekteye uğradı… Osmanlı döneminde Kafkasya'da ve civar bölgelerinde İslam yayılırken Osmanlı döneminden sonra ateizm, deizm ve batini dinler yaygınlık kazandı… Sovyetler Birliği kurulmasıyla birlikte Türkistan'da, Kafkasya'da ve Ortadoğu'nun bazı ülkelerinde Rusya'nın Komünist partisinin etkisi ve propagandası ile İslam adeta yasak bir din haline gelmiş idi… Stalin tarafından Orta-Asya olarak ismi değiştirilen Türkistan İslam'ın İlim ve bilim merkezi idi. Sovyetlerin, halkları dinsizleştirme politikası sonucunda Türkistan'da İslam adeta unutuldu. Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Tacikistan'da camiler, İslami ilimler medreseleri kapatıldı. On binlerce âlim ve hoca tutuklandı ve on binlerce âlim öldürüldü. Başörtüsü yasaklandı, sakal yasaklandı, Kur’an yasaklandı… El yazma Kur’anlar ve İslami eserler ortaçağ halkların kültürü diye müzelerde sergilendi… Bugün yüzde yüz Müslüman olan Türkistan halkları arasında Hıristiyan, ateist, deist ve şaman dinlere sahip çok insan var… Türkistan adeta Ruslaştırıldı…
Aynı olaylar Kuzey-Kafkasya'da ve Azerbaycan'da yaşandı… Komünist partisine üye olmayan kariyer sahibi olamıyor, Komünist olmak ise Allah'a inanmadığına dair delil sunmak gerekiyordu… Tüm okullarda ve bilgi evlerinde din kötüleniyor ve ateizm ders olarak okutuluyordu… Yüzde yüz Müslüman olan Kuzey-Kafkasya cumhuriyetlerinde yetişen yeni nesil o dönemde yapılan dinsizleştirme politikası yüzünden Türkistan'da olduğu gibi dinsizleştirildi… Dünya Batı ve Sovyetler Birliği (Doğu Bloğu) olarak ikiye bölünmüş idi ama; din konusunda adeta aynı program uyguluyorlardı… Dinsizlik ve sekülarizm Siyonizm'in desteklediği ve dolayısıyla tüm dünyayı sarmış idi. Kuzey-Kafkasya'da camiler, medreseler kapatıldı. On binlerce alim ve hoca tutuklandı ve sürgün edildi… Sürgün edilen âlimler ve hocalar sürgünde hayatlarını kaybettiler… Yine insanlar özellikle kırsal bölgelerde gizliden gizliye İslam'ı öğrenmeye ve yaşamaya çalıştılar… Şehirlerde yaşayanların hiçbir şansları yoktu ve yeni nesilden çoğu ya ateist ya da deist oluyordu. Sovyetler Birliğinde İslam ve Müslümanlara karşı terör örgütlerine karşı yapılan operasyonlara benzer operasyonlar düzenlenirdi… Bu durum bugün farklı bir yön almış gözükse de aslında gizli bir şekilde yine yürütülmektedir… Sovyetler Birliği doksanlarda dağıldı, din özgürlüğü geldi ama yıllarca yürütülen İslam karşıtı çalışmaların bir an durdurmak imkansızdır. Din özgürlüğü ilan etmekle din geri gelmiyor. Toplum bir defa dinsizleştirildi. Din serbest kılındı ama; yine Kremlin'in kontrolünde yine aynı ofislerden yürütülen çalışmalarıyla kontrol altına alındı… Türkistan'da da aynı şekilde hala İslam çok hoş karşılanmaz. İnşa edilen camiler, açılan medreseler var ama İslam bir türlü eskisi gibi geri gelmiyor. Hocalar ve alimler Arabistan'da eğitim alıyor. Yerel kültür ile Arap kültürü birbiriyle çatışıyor. Radikal mezhepler bölgeye taşınıyor. Hükümetler radikal mezheplerden korkuyor. Arabistan merkezli İslam eski İslam'a hiç benzemiyor. İş rayından çıktı. Genel olarak Türkistan'da Kuzey-Kafkasya ve Azerbaycan'da Sovyetler Birliği döneminde yetişen Komünist ideolojiye sahip yöneticiler hala iş başındalar. Bunların İslam ile bir alakaları yok ve tamamen laiklik ideolojilere sahip şahsiyetlerdir. İslam'ı hala bir tehdit ve ortaçağ kültürü olarak düşünüyorlar. Dolayısıyla, Müslüman halklara yönelik acımasızlar. Kuzey-Kafkasya, Türkistan ve Azerbaycan'da yeniden İslam tebliği şarttır. Özellikle Gürcistan İslam'a açık bir ülke… Rus halkı çoğu dinsiz. Fakat, güzel bir tebliğ çalışmalarıyla Rusya İslam'ı benimseyebilir…