Her şey Türkiye’nin lehine olabilir ama...
Rusya, Ukrayna’ya karşı başlattığı işgali yüzünden Batı tarafından ağırlaştırılmış yaptırımlar ile karşı karşıya. Amerika Birleşik Devletlerindeki ikiz kulelere yönelik saldırıdan sonra söylenen ‘Dünya asla eskisi gibi olmayacak’ söyleminin asıl şimdi söylenmesi gerekir. Hakikaten, dünya bundan sonra eski haline asla gelmez... Birbirimizi çok kırdık ve çok incittik... Rusya ‘büyüklük’ peşinde, Batı fitne peşinde, Siyonistler para peşinde... Bu üçlem arasında zavallılar gibi bizler de ‘bize bir pay düşmez mi acaba’ diye kıvranıp duruyoruz...
Batı ve Rusya arasındaki bu ekonomik savaş devam ederken, Türkiye bir fırsat yakalamış durumdadır. Fakat, Türk şirketlerin bu fırsatı kaçıracaklarından korkarım. Çünkü, çok dürüst davranmıyorlar... Zor durumda kalan Rus şirketlerini ezmeye, küçük görmeye daha doğrusu mecburlar diye ürünlerine aşırı fiyat artışlarına başladılar. Rusya’dan hammadde ithal ederken tam aksine ucuz mal istiyorlar. Yaralı ayının sabrı tükenirse hiçbir ticaret kalmaz. Dolayısıyla, dürüst bir ticaret yapmak lazım... Yarın ne olacağını kestirmek çok zor... Her gün dünya siyaseti değişiyor... Hele Batı’nın siyaseti ise bir lastik gibi esnektir. Yarın Rusya ile bir anlaşmaya giderler ve Türkiye ortada eli açık kalır...
Rusya kaybedebilir, bugün Türkiye ile mecburi olarak iyi ilişkiler içerisinde olabilir ama; asla dost olmaz, yaptıkları en ufak haksızlığı hiç unutmaz. Suriye’de, Dağlık Karabağ’da, Libya ve diğer bölgelerde yaşananları Rusya mutlaka bir yere not ediyordur. Bugün Rusya tüm dünyaya karşı durmaktadır... İkinci dünya savaşı sırasında da tüm dünyaya karşı durdu ve kazandı. Herşeyin teknoloji üzerine endeksli olduğunu düşünenler yanılıyorlar... Rusya kısmi seferberlik ilan etti, asker ve askeri teçhizat kıtlığı yaşadığını kabul etti ama; bu bir taktik de olabilir... Rus milliyetçiliği çok farklıdır... Kırım’ı Rusya ile bağlayan köprü vuruldu, Rus askeri gemileri vuruldu ve cephede Rus ordusu büyük kayıplar veriyor... Yarın, Batı’nın verdiği destek ile Kiev Kremlin’i de vurabilir. Belki de Kremlin’in istediği de budur. Roketler Rus şehirlerini vurmaya başlayınca işte o zaman Rus halkı Putin’e değil, kendi toprağına sahip çıkmaya çalışacak... İkinci dünya savaşı sırasında Almanlar dürbünden Kremlin’i görecek mesafeye kadar Moskova’yı kuşatmışlardı. Fakat, ondan sonra uykudan uyanan Rus halkı Berlin’e kadar Almanları kovaladı. Amerika Birleşik Devletleri müdahale etmeseydi Rusya tüm Avrupa’yı alacaktı... Bugün yine aynı şey yaşanmasın.. ‘Tarih tekerrür eder’ lafı yine gerçekleşebilir... Putin’in rejimi düşerse ilk sevinecek olan belki de ben olurum ama; Rusya Putin’den ve Putin’in kurduğu rejimden ibaret değildir, bunu unutmamak lazım... Rusya asla Avrupalı olmayacak ve olmamışlardır. Rus kültürü farklı bir kültür... Anlamak için Rusya’da yaşamak ve Rus halkının yaşadıkları sıkıntılarını yaşamak gerekir. Rus halkı teknolojisiz yaşayabilir. Rusya tüm Batılı ürünler olmadan, kaliteli peynir ve kaliteli içkisiz de yaşayabilir... Rus halkı hala Kremlin’in yürüttüğü haksız savaşta yer almamaktadır. Rus halkı şu anda sarhoş ve uyumaktadır. Uyanırsa ve etrafında olan bitenden haberdar olursa iş değişebilir... Rus halkı hala Kremlin’in elinde modern ve dünyanın en güçlü silahları olduğunu sanıyor ve kendi hayatını sürdürüyor. Gerçekler ortaya çıkarsa Ruslar kendi kaderlerini kendileri belirlemeye başlar... Sarhoş ve uykudan tam ayılamamış olan ayıyı durdurmak çok zor olacaktır... Belki Kafkas Halkları bu kargaşada özgürlüğe kavuşabilir ama; Batı istediğini asla elde edemeyecektir. Dolayısıyla, Rusya’nın ve Batı’nın arasında dururken Türkiye’nin de çok dikkatli olmasında fayda var...