• DOLAR 34.593
  • EURO 36.282
  • ALTIN 3000.07
  • ...

Artan fiyatlarla geçim derdi büyüyor. İhracatçılar ihracatıyla, ithalatçılar ithalatıyla övünüp duruyor. Konuşulan gıda krizi insanları tedirgin ediyor. Seçim yaklaşıyor, siyasetçiler meydana inmeye başlıyor...

Dünya artık gıda krizinden bahsetmeye başladı. Rusya Devlet Başkanı Putin ülkesine uygulanan yaptırımların kaldırılması halinde gıda krizinin çözüleceğini söylüyor. Batı, yaptırımlarını kaldırmaya şu aşamada düşünmüyor. Küreselleşen ekonomi sisteminde bir devlete uygulanan ekonomik yaptırımlar otomatik olarak dünya ekonomisinde ve ekonomik yaptırımlar altındaki ülkenin bulunduğu bölgesinde daha çok etkisini gösterir. Dolayısıyla Türkiye, Rusya ve Ukrayna’nın komşusu olduğu için Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlardan en fazla etkilenen ülke haline gelmiştir. Türkiye’nin, Ukrayna ve Rusya ile olan ithalatı ve ihracatı da ister istemez Ukrayna’daki savaştan ve Rusya’ya yapılan ekonomik yaptırımlardan dolayı etkilenmektedir. Binaenaleyh, Rusya’nın bankalarına SWİFT kodu kapatıldığı için para transferlerinde de büyük sıkıntı yaşanmaktadır. Ukrayna ile olan ithalatı ve ihracatı da Rusya'nın Ukrayna limanlarını ablukaya almasıyla imkansız hale geldi. Dolayısıyla, tarımsal üretimde elde edilen buğday, çavdar, arpa, mısır ve yulaf gibi büyük tahıl üreticisi olan Rusya ve Ukrayna dünya pazarından “diskalife” edildiği için dünyada bir gıda krizi konuşuluyor. Bu yaşanan gelişmelerden büyük şirketler ve büyük oyuncular etkilenmiştir. Fakat, artan gıda fiyatlarının hepsi bundan dolayı artmamaktadır. Örneğin, Türkiye meyve ve sebze üreticisi ve bölgenin en büyük ihracatçılarından bir tanesi. Ancak, pazarda ve marketlerimizde son yıllarda çürük meyve ve sebze görüyoruz. En iyi mal yurtdışına dolar ile satılıyor ve Rusya’ya ihraç ediliyor. Dolayısıyla, artan dolar kuru ile meyve ve sebze ihracatçıları çok iyi para kazanıyor. Çoğu üretici yurtdışına mal verdikleri için iç piyasaya da fiyatları dolar üzerinden hesaplayarak vermeye çalışıyor. İhracat ve ithalat dolar üzerinden yapıldığı için iç piyasadaki mallara da zam yapıyorlar.

İç piyasada fiyatları aşağıya çekmek için hükümet müdahale etmeye çalışıyor gibi gözüküyor. Stokçulara cezalar ve marketleri denetim söz konusu. Asıl müdahalenin ihracatçılara ve ithalatçılara yapılması gerekiyor. Gıda krizi gerçekten yaşanabilir, çünkü büyük oyuncular paraya doymuyor. Halkın çektiği sıkıntılar tüccarların umurunda bile değil. Önemli olan Moskova, St. Petersburg’ta market rafları boş kalmasın ve Türkiye’deki meyve ve sebze ihracatçılarının cebine dolar gelsin. Türkiye halkı zorluklara ve kemeri sıkmaya alışıktır! Siyasetçiler yaklaşan seçimlerden dolayı da piyasaya sert bir müdahale etmek istemiyor. 2023’te seçim güzel sonuçlar verir ise ihracata ve ithalata müdahale edilerek bir düzenleme gelebilir. Aynı şey artan gayrimenkul fiyatlarında da söz konusudur. Kontrolsüz, kendiliğinden şişen bu balon eninde sonunda patlayacak ve yine halkımız bundan en zararlı çıkacak. Kontrol edilebilecek olan bu fiyat artışı Türkiye’nin hassas sisyaseti yüzünden yapılmamaktadır. Siyasetçiler oy sıkıntısına düştükçe para baronları rahat etmektedir. Siyasetçilerin oya değil, daha çok ahlaka ihtiyacı vardır. Siyasetçilerimizin makam mevki aşkı halkımızın karın ağrısından daha güçlüdür. Meyve ve sebzeye ihracat kısıtlamaları getirilirse piyasa rahatlayacaktır ve hiç olmaz ise halkımız seçimlere kadar idare edecektir!