Değerli ebeveynler
Saygıdeğer anne babalar malumunuz sınavların bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Siz bu yazıyı okurken 2. Oturumu yapılacak olan üniversite giriş sınavlarına ülkemiz genelinde yaklaşık 2 milyon 300 bin kişi girecek. Aileler tedirgin; çocuğumuz istediği bölümü kazanacak mı? Emeğimizin karşılığını alacak mıyız? Soruları çocuğun ve ailenin var olan kaygısı daha da artıracaktır. Bu konuda ailelerin dikkate almalarını temenni ettiğimiz uyarılarımız şöyledir:
Çocuğunuz sınavdan daha değeridir
Çocuğunuza her zaman size Allah`ın bir lütfu olduğu için değerliliğini hissettirin. Onun gözünüzdeki değerinin sınav sonucuyla ölçülemeyeceğini ifade edin. Sen, sen olduğun için değerlisin, sınavı iyi yapıp yapmaman senin değerinden bir şey düşürmez, bunu unutma gibi cümleler ve tabii bütün samimiyetle kullanılabilir, kullanılmalıdır da. Bütün sınavların geçici; çocuğunuzla ilişkinizin kalıcı olduğunu unutmayın. Hayat, iç içe halkalar bütününden oluşan koca bir zincir misalidir. Bütün bu zincirlerin bağlanması gereken ve hepimizin de bu zincir halkasına hayatlarımızı bağlamak sorumluluğunda olduğumuz asıl ve en elzem zincir, yani gaye; ahiret yurdudur. Menzil budur, yol da bellidir. Bu yol üzerinde çocuklarımızın karşılaştığı bu sınavlarda, onların gerçek değerini belirlemez, bu hakikati akılda tutarak çocuklarımızı sorumluluk bilinciyle bu sınavlara hazırlamalıyız. Böyle bir tavır, inanıyorum ki dünyevi-uhrevi başarıyı birlikte getirecektir.
Çocuğun zekâsını sınavla ölçmeyin
Çocuğunuz sınava girecek ve istediği puanı alamayabilir, bu onun geri zekâlı olduğunu göstermez, devreye farklı etkenler giriyor.Özellikle, sınava gireceği mekânın fiziki şartları, gece uykusu, sağlık durumu gibi diğer etkenler de sınav anındaki performansına etki edebileceğinden çocuğunuzun zekâsını sınavla ölçmeyin.
Sınav dünyanın sonu değil
Çocuğunuza sınavın bir son olmadığını, sadece gelecekte yapacağı mesleği edinme yolunda atılan bir adım olduğunu belirtmeye özen gösterin. Sizin için önemli olanın sınav sonucundan çok, onun elinden geleni yapması olduğunu anlamasını sağlayın. Başarılı olsa da olmasa da, onu hep seveceğinizi, sizin için değerli olduğunu ve her zaman önemseyeceğinizi hatırlatın.
Söylem ve eylem bütünlüğüne dikkat edin
Çocuğa karşı vücut diliniz ve söylemlerinizin uyum içinde olmalı. Sınav bizim için önemli değil, önemli olan senin elinden geleni yapıyor olman sözlerini söylerken yüzünüz kaygı dolu ise çocuk, buradaki ikilemi anlayarak daha çok beden diline dikkat eder, bu nedenle beden dilinizin, ses tonunuzun ve davranışlarınızın örtüşür olmasına özen gösterin. Sınav oldu ve bitti hayırlısı ne ise o olur gibi sözlerle ve tebessüm dolu bir yüzle çocuğa güven verebilirsiniz.
Kendinizi unutmayın
Sınava hazırlık döneminde bazı aileler kendi hayatlarını unutarak çocuğuyla birlikte kendini sınav sürecine adıyor.Kimi öğretmenlerle her gün çocuğunun durumu hakkında konuşmaya çalışıyor, kimi de önemli bir işleri olmadıkça eve kapanıyor. Oysa anne-babaların da kendi hayatını unutmaması gerekiyor. Bu tutum ebeveynlerin kendine verdiği zarar kadar çocuğu da olumsuz etkileyebilir. Olası bir başarısızlık durumunda, çocuk kendisini suçlu hissedebilir. Hayatımız çocuğumuzun hayatından ibaret değil bizim de yapmamız gereken sorumluluklarımız ve bir sosyal hayatımız var,kendimizi de ihmal etmeyelim.
Sonuç olarak;
Ergenlik çağında olan çocuklarınızın ruhsal ve biyolojik değişim yaşadığını ve sınav stresiyle omuzlarındaki yükün daha da arttığını düşünerek çocuğunuza karşı iletişimimize özenli davranmalıyız kaş yapayım derken göz çıkarmayalım.
Vesselam...