Hamas’a terörist diyenlerin de ateşi kesildi
Filistin, vuslat ile firakın yanyana, kolkola, içiçe olduğu bir sırlar ülkesi. Bir varmış bir yokmuşların masalı değil can adamış can bulmuşların ülkesi.
Filistin, yaşayan en müşahhas, en pratik, en parlak, en okunaklı, en dokunaklı Kur’an Tefsiri.
Filistin, meyveleri Bedir’den, Uhud dağından, Mekke’den, Medine’den Hayber’den, Taif’ten bugüne sarkmış cennet misal Siyer Dersi.
Filistin, sadece kendisi rüyada görülen düşlerin uykusu değil, kendisiyle uyanılan sabahlara yağmur niyetine yağdırılan güneşlerin ülkesi.
Filistin, sırtında yumurta küfesiyle değil elinde Melek İsrafil’in Sur’uyla dolaşan kıyamet nümunesi.
Filistin, Simurg’a gidenlerin geçtiği yedi vadinin hepsi..
Filistin, Ashabı Uhdud kıssasında ateş dolu hendeklere atılan yığınların kaffesi ve kucağındaki çocuğu için tereddüt eden annesine ''Anneciğim! Sabret zira sen hak üzerindesin!'' diyen bebeklerin Yaradana geri dönerken teselli hikayesi.
Filistin, yüz yirmidört bin peygamberin alın teri, göz nuru, seyrü seferi, gündüzü gecesi, kanı, kemiği, gözyaşı, atelyesi, terekesi..
Filistin, imanımızın arka bahçesi, duamızın dibacesi, ah’larımızın hatimesi.
Filistin, birbirinden uzaklaşmış bünyelere kamçı, birbirini unutmuş kardeşlere kırbaç.
Filistin, Musa’nın sahte yılanları yutan asası, İsa’nın -biiznillah- ölüleri dirilten nefesi.
Filistin şimdi zaferi kutluyor. Başta ABD olmak üzere dünyanın en azgın ordularını Allah’ın yardımıyla dize getirdikleri şanlı zaferi..
Adı ateşkes fakat doğrusu “ateş kestiren” olmalı.
Afganistan’da kuyruğunu kıstırıp kaçan küresel emperyalizmin bu ikinci açık hezimeti.
Bu da gösteriyor ki Kader Kalemi artık yeryüzünde yeni bir sayfa açmış.
Bu sayfada bundan sonra küffarın yenilgileri yazılacak, hem de ayağı terliklilerin eliyle, evleri başlarına yıkılmış başı kefiyelilerin eliyle.
Bu zafer, ne yüzmilyonlarca Arab’a ne de milyarlarca müslümana değil, yalnızca Allah’a tevekkül edip yalnız O’na dayananların zaferi.
Ateşkes için süre dört gün deniliyor. Ancak bakmayın siz öyle aralıksız devam eden katliamlarına.
Attıkları her bomba dünya halklarının vicdanına düşüyor, izanına düşüyor, insafına merhametine düşüyor.
Direnişin elinden kurtaramadıkları esirleri geri almak için tanklarıyla girdiler, oradan buradan tam tekmil askerler getirdiler başaramadılar. Bundan sonra ateşkesi uzatmaya mecburlar.
Hatırlanacağı üzere 2011 yılında Hamas’ın elinde beş yıl esir kalan Gilad Şilat’ın karşılığında terör rejimi 1027 (bin yirmiyedi) Filistin’li esiri serbest bırakmıştı.
Ve şu anda Hamas’ın elinde terör rejimi askerlerinden yüzlerce var. Üstelik bunlar içinde general rütbesinde olanlar bile var. Eh herhalde bunlar, onların gözünde Gilad gibi düz bir askerden daha değersiz değildir.
Kuzu kuzu Hamas’ın dediğini yapacaklar. Ve Hamas’a burun kıvıranlar da öküzün trene baktığı gibi değil, keferenin mucizelere baktığı gibi aval aval bakacaklar.
Şimdi halkı müslüman ülkelerde terörist dedikleri Hamas’ın şu zaferini izleyen ne kadar pitbul cinsi siyonist tasmalı beşer varsa hepsi kahrolmuş vaziyetteler.
Mesela bu cinsin Türkiye’deki hırlakları, şu anda “yerel seçimler” “Kemalizm”, “kötü ekonomi” “filanın magazini” gibi gündemler ortaya atıp üzüntülerini bastırmaya çalışıyorlar.
Aslında Riyad’da 30 Kasım’da düzenleneceği açıklanan Köpek Festivali için bu sefer birbirlerine “yallah Suudi Arabistan’a” demeyecekleri de meçhul.
O halde gelin yeniden tekrar be tekrar okuyalım:
“Size bir yara dokunduysa karşı topluluğa da benzer bir yara dokundu. Allah'ın gerçekten iman etmiş olanları ortaya çıkarması ve aranızdan şehidler edinmesi için bu günleri böyle aranızda döndürürüz. Allah zalimleri sevmez.” (Al-i İmran 140)