Kahrolsun ABD
ABD kimseye dost olmaz, hele hele Müslümanlara hiç olmaz. Çünkü ABD reel çıkarları dışında kimseyi düşünmez. Taktik gereği bazen dost gibi görünse de yeri geldiğinde sözde en yakın müttefiklerini bile çok rahat satar.
ABD için bir ilke ve kanun yoktur. Dünya`nın her tarafında “Böl-Parçala-Yut” politikasını güdüyor. Bunun için İslam âlemi başta olmak üzere bütün Dünya`da etnik ve mezhebi her türlü fitnenin merkezinde o vardır. Devlet ve örgütleri birbirine kırdırtır sonra şeytanca arabulucu(!) olur ve sonunda hepsini kendine bağlar.
İslam âlemi için büyük fotoğrafa baktığımızda, tüm fitnelerin merkezinde büyük şeytan ABD`nin olduğunu asla unutmamalıyız. Bunun için her hangi bir İslam beldesinde dâhili veya harici bir kargaşa olduğunda öncelikle “Kahrolsun ABD” diye haykırmalıyız.
İsrail Filistin`i işgal mi etti, “Kahrolsun ABD” demeliyiz.
Sisi Mısır`da darbe mi yaptı, “Kahrolsun ABD” demeliyiz.
Suudi Yemen`i mi bombaladı, “Kahrolsun ABD” demeliyiz.
Suriye ve muhtelif İslam coğrafyalarında fitne mi çıktı, “Kahrolsun ABD” demeliyiz.
Türkiye`de Gezi, 6-8 Ekim, 15 Temmuz vb. olaylar mı oldu, “Kahrolsun ABD” demeliyiz.
Yaptığın İslami ve insani çalışmalarda ayağın kayıp yere mi düştün, yine “Kahrolsun ABD” demeliyiz.
Hâsılı, olumsuzluklar namına gelişen her gelişme karşısında “Kahrolsun ABD” demeliyiz. Çünkü yeryüzündeki her fitnenin arkasında direk veya dolaylı olarak Büyük şeytan ABD`nin parmağı vardır.
Dolayısıyla ABD`nin söz sahibi olduğu bir Dünya`da huzur ve istikrar olmaz. Aynı şekilde Rusya ve diğer emperyalist ülkelerin de ABD`den farksız olduğunu biliyoruz. O halde mutlu ve huzurlu bir Dünya için, adil düzenler söz sahibi olmalıdır.
Her yerde olduğu gibi Türkiye`de de yaşanan provokasyon ve darbe kalkışmalarının arkasında ABD`nin olduğunu biliyoruz. Gezi ve 6-8 Ekim olayları, 15 Temmuz darbe kalkışması bunun en somut örnekleridir. Ayrıca Fırat Kalkanı ve Zeytin dalı harekâtının da temel müsebbibi yine ABD`dir. Bütün bunlara rağmen Türkiye`nin ABD`yi hala stratejik ortak olarak görmesi veya bunu dillendirmesi büyük bir hatadır. Türkiye`nin, ABD`ye hitaben “PYD`yi bırak beraber çalışalım” şeklindeki beyanatlarda bulunması ciddi bir eksikliktir.
Türkiye için en iyi adım, ABD`yi müttefik olarak görmeyip ona göre davranmasıdır. İncirlik başta olmak üzere tüm ABD üslerini ivedilikle kapatarak gerçek bağımsız bir devlet olduğunu ilan etmelidir.
Unutulmamalıdır ki ABD, İblisin yeryüzündeki en büyük varisidir, onun için ona Büyük şeytan diyoruz. Elbette şeytan desiseleriyle şeytanlığını yapacak ve onunla ittifak kuranlar da bir şekilde onun emellerine alet olacaktır. Bunun için ABD ile ilgili en doğru adım, “Euzubillahimineşşeytanilkebir” deyip ondan uzaklaşmak ve “Kahrolsun ABD” deyip tüm bağları koparmaktır.
İslam coğrafyasının huzuru için ne ABD ne Rusya ne de başka bir emperyalist ülkeye ihtiyacımız yoktur. Bizim için reçete, etnik ve mezhebi farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak paydada bir araya gelmek ve vuku bulan sorunlarımızı, iç meselemiz diye kendi içimizde çözmektir. Yoksa büyük şeytana alet olmaya devam edeceğiz.