Müslüman Kürtler ve Zilan Katliamı
Müslüman Kürt halkı son yüz yılda nice zulümlere, vahşetlere ve katliamlara maruz kaldı.
Bazen Kemalist zorba düzen tarafından kıyıma uğradılar.
Bazen de sözde Kürtlerin temsilcisi iddiasıyla ortaya çıkan Marksist-Leninist örgütler tarafından katledildiler.
Bu katliamlardan en acımasızca yapılanlardan biri de Zilan katliamıdır.
Zilan katliamı; tek partili zihniyetin Müslüman Kürt halkına ne denli zulüm ettiğini ve kan kusturduğunun açık bir örneğidir.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra tek partili ceberut düzen, “İslam düşmanlığı” ve “Türklük” üzerine bir ulus Devlet inşası için her yolu mubah görerek zulüm üstüne zulümler yaptı.
Bu zihniyete göre; İslam’a düşman olan Türkler devletin asıl sahibidir.
Müslüman Türkler haindir.
İslam’a düşman olup ancak Türk olmayanlar güvenilmemekle birlikte müttefiktir.
Hem Müslüman hem de Türk olmayanları ise “hemen yok edilmesi gereken düşmanlar” diye kategorize etmişlerdi.
İşte Zilan katliamı da hem Müslüman hem de Kürt oldukları için “hemen yok edilmesi gereken düşmanlar” olarak kabul edilenlere yönelik yapıldı. Böylece kadın, çocuk ve yaşlı demeden resmi rakamlara göre 15 bin gayri resmi rakamlara göre ise 47 bin masum Kürt hunharca katledildi.
Tarih 13 Temmuz 1930.
Yer, Van’ın Erciş ilçesine bağlı Zilan deresi.
Suçları, “Ağrı dağı isyanlarına katılmak” ya da “isyancılara lojistik destek sağlamak” iddiası.
Müslüman Kürtleri kıyımdan geçirmeyi aklına koyan ceberrut düzen mezkûr iddiayı bahane ederek Zilan deresinin giriş çıkışlarını kapattı. 80 uçakla bombardıman başladı, hemen akabinde 7. ve 9. Kolordunun katıldığı on bini aşkın askerle kan dondurucu katliama girişti.
O gün devletin yarı resmi gazetesi olan Cumhuriyet gazetesi; “Teyyarelerimiz çok şiddetli bombardıman ediyorlar… Zilan deresi ağzına kadar ceset dolmuştur” şeklinde haber yapıp yapılan katliamları gururla manşetlere taşımışlardı.
31 Ağustos 1930 tarihli Milliyet gazetesine demeç veren CHP’nin milli şefi ve dönemin Başbakanı İsmet İnönü ise şu akıl almaz cümleleri kuracak; “Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur…”
Evet, Zilan Katliamı tarih kitaplarında öve öve bitirilmeyen Cumhuriyet tarihinin katliamlarından sadece biridir.
Buna benzer daha nice katliamlar, kıyımlar ve zulümler yapılmıştır. Ancak “yalan söyleyen tarih utansın” demekle yetinelim.
Atatürk’ün Cumhurbaşkanı ve İsmet İnönü’nün de Başbakan olduğu tek partili bu dönemde iktidar derin ve çok yönlü bir politika izliyordu.
Kürtler başta olmak üzere bütün etnik yapılara karşı katliamların yanı sıra ciddi bir kültürel asimilasyon politikası da uygulamaya konulmuştu.
Sistematik olarak hayata geçirilmeye çalışılan bu uygulamalar o gün bu gündür bir devlet politikası olarak devam ediyor.
İktidara gelen hükümetlerin durumuna göre bu politikalar bazen gevşetiliyor bazen de sıkı tutuluyor. Artık Türkiye bu akıl tutulmasından vaz geçmeli, yapılan katliamlarla yüzleşmeli ve mağdurların ailelerinden özür dilemelidir.
Bu vesileyle Zilan Katliamının 93. Sene-i devriyesinde katledilen mazlumlara rahmet diliyor ve katillerini Züntikam olan Allah (c.c)’a havale ediyorum.