• DOLAR 32.452
  • EURO 34.643
  • ALTIN 2383.849
  • ...

Dünya'nın herhangi bir yerinde bir Kilise'ye bir Sinagok'a ya da farklı bir mabede bir saldırı olduğunda bir çok ülke ayağa kalkar. Saldırıyı yapanlar için lanetler, telinler ve kınamalar bir bir basınlara yansır. Her kesimden açıklamalar, yorumlar ve nutuklar duyarız ve bir anda bu konu dünyanın gündemine girer.

Ancak failler siyonist çeteler, mabedler cami ve katledilenler müslümanlar olunca herkesin nefesi kesilir, kör sağır oluverirler. Bu durumu artık İslam coğrafyasındaki devletler dahil tüm dünya kanıksamış hale gelmiştir. Dolayısıyla bu tablo iki milyar nüfusuna rağmen dünya müslümanlarının hali pür melallerini gözler önüne seriyor.

Müslümanların ihtilafı ve dağınıklıklarından cesaret alan siyonist işgal rejimi, özellikle mübarek Ramazan ayında saldırılarını yoğunlaştırıp adeta dünya müslümanlarına meydan okuyor.

Malumunuz, son 20 yıldır neredeyse her ramazan ayında siyonist işgal rejimi El Aksa camisine baskınlar düzenlemeyi gelenek haline getirmiş. Dünya müslümanlarından güçlü bir tepki almadığı için bu yıl da o geleneğini devam ettirdi. Necis postallarıyla mukaddes mabedimizi kirletiyor, ibadet eden masum Müslümanlara gaz bombasıyla saldırıyor ve aşağılayıcı bir biçimde esir ettikleri Müslümanların fotoğrafları ve videolarını bütün dünyaya servis ediyorlar.

Bu zulme karşı dünya üç maymunu oynuyor ve İslam coğrafyasındaki devletler de sadece kınamakla yetiniyorlar. Bu zulme Gazze'den itiraz gelince de hemen Gazze'ye hava saldırıları başlıyor.

Siyonist çete her yıl gelenek haline getirdiği Ramazan ayı saldırılarıyla dünya Müslümanlarına şu mesajı vermeye çalışıyor; "İstersem en kutsal ayınızda, en kutsal mekânlarınıza baskınlar düzenleyip sizi aşağılayarak esir edebilirim. İtiraz eden de olursa başına bombalar yağdırırım..."

Evet, maalesef durum bu.

Bu yıl da aynı manzaralara şahit olduk. Kıble camisi ve El Aksa Camii yerleşkesinde siyonist çetenin barbarlıklarına sadece Gazze ve Lübnan'dan itiraz tekbirleri yükseldi.

Elbette Gazze ve Lübnan'dan yükselen tekbir nidaları, işgalcilere doğru ateşlenen roketler, füzeler çok değerlidir ancak kesinlikle yeterli değildir.

Dünya müslümanlarından müteşekkil "Kudüs Ordusu" kurulmadan, gerektiğinde hava/kara harekâtları hayata geçirmeden siyonist çete def olmayacak ve zehirli bir hançer gibi harem-i şerifimizde varlığını sürdürecek ve katliamlar yapmaya devam edecektir.

Allah'ım! Uyuyan ümmeti uyandır, tekrar kardeşlik ruhunu aramızda tesis et ve bize izzet elbisesini giydir.

Allah'ım! Harem-i Şerifin izzeti için mücadele eden direniş gruplarını muhafaza et, attıklarını isabet ettir.

Allah'ım! Bize imkan ver ve bizi Kudüs'ün fethi için pay sahibi kıl.

Allah'ım! Kudüs'ü miraca şahit kıldığın gibi bizi de Kudüs'ün özgürlüğüne şahit kıl.

Amin.