Mustazaf Der'e yapılan kumpas çöktü-3
Mustazaf Der'in vasat İslami çizgisi, vahdet anlayışı, tüm İslami camialara "Ümmet" ortak paydasında bir araya gelme girişimleri; yerel, ulusal ve küresel şer odaklarının uykularını kaçırmıştı.
Buna, Mustazaf Der'in merkez, şube ve temsilciliklerinin koordineli, planlı ve programlı çalışmaları da eklenince; küresel şer odaklar hemen düğmeye basıp yerli piyonları üzerinden Mustazaf Der'i linç etme, kapısına kilit vurma ve çalışmalarını durdurma hamlesini yaptılar.
Önce Mustazaf Der'in çalışmalarını tamamen durdurmak istediler. Bunun için hem PKK hem de devlet içindeki karanlık yapılar, kurdukları oyunları oynamaya başladılar.
Bir tarafta PKK; duruma göre bazen "Mustazaf Der devletle çalışıyor" diye açıklamalar yapıyor bazen de Mustazaf Der'i İŞİD gibi gruplarla ilişkilendirip kamuoyunda bir algı oluşturmaya başlamıştı. Bununla da Mustazaf Der'e yapacakları saldırıları meşrulaştırmak için zemin hazırladılar.
Hemen ardında her tarafta Mustazaf Der'in şube ve temsilciliklerine saldırılar başladı. Dernek üyeleri linç edilmek istendi, derneğin şube ve temsilcilikleri defalarca yakıldı ve topyekün bir yok etme süreci başladı.
Bu olup biten zulme karşı; siyasi iktidardan ses seda yok, yargı üç maymunları oynuyor ve devlet içindeki karanlık yapılar ise PKK'nin bu zulmüne göz yumuyor ve perde arkasında destek veriyor.
Mustazaf Der başta olmak üzere İslami derneklere yönelik yapılan yüzlerce saldırı polislerin gözleri önünde olmasına rağmen hiç birine kolluk güçleri müdahale etmedi, yine hiç biri yargıya taşınmadı.
Sadece bu değil, saldırı aletleriyle emniyete teslim edilen faillere işlem yapılmadan serbest bırakıldı. Polislerin kameraları kayıtta olduğu anda dernek yetkilileri şehit edildi, buna rağmen kolluk kuvvetleri herhangi bir müdahalede bulunmadı.
Verebileceğimiz yüzlerce örnek vardır. Eğer bunların tamamını kaleme alırsak ciltlerce kitap yazmalıyız. Sadece Adana ve Yüksekova'dan birer örnek vererek süreci özetlemeye çalışacağız.
Mustazaf Der Adana Şubesine saldıran PKK'li grup arasındaki bir saldırgan dernek üyeleri tarafından saldırı aletleriyle beraber yakalanıp emniyete teslim edildi. Ancak medyada çıkan haberlere göre bu şahsa her hangi bir ceza verilmeden serbest bırakıldı.
Yine PKK'lilerce Mustazaf Der Yüksekova Şubesine 12 kez saldırı yapılmıştı. Bu saldırılarda dernek yakılıp yıkılmaya çalışıldı, üye ve gönüllüleri linç edilmek istendi.
Yapılacak bu son saldırı 13'cü saldırıydı. Ellerinde molotoflarla derneği içindekilerle beraber yakmak istiyorlardı vandallar.
Nihayet başarıyorlardı, çünkü Mustazaf Der üyeleri dernekte olduğu bir sırada derneği ateşe verdiler. Bunun üzerine dernekteki mazlum Müslümanlar çatıya çıkmaktan başka çareleri kalmamıştı. Çatıya çıktıkları sırada uzun namlulu silahlara ateş ederek Mustazaf Der Şube Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna şehit edildi.
Bütün bu yaşananlar polislerin gözü önünde yaşandı ve polisler bu olup bitenleri sadece izlemekle yetindi. Ne failler yakalandı ne de davada bir gelişme yaşandı.
Tabi, PKK bütün bu zulümleri yaptığı sırada devlet içindeki karanlık yapılar da onlarla parallel olarak Müslümanları fişliyor, göstere göstere fiziki takip yapıyor, muhbirlik faaliyetleri yürütüyor ve Mustazaf Der'in yapmak istediği etkinlikleri sabote etmeye çalışıyordu.
Doğrusu bütün bu olup bitenler 2006'da Diyarbakır'da yapılan "Peygambere Saygı Mitingi"nden hemen sonra yaşanması herhalde tesadüf değildi.
Devam edecek...