• DOLAR 34.672
  • EURO 36.877
  • ALTIN 2937.69
  • ...

Sayın Ziya Selçuk Milli Eğitim Bakanı olduğunda umut dolu açıklamalar yaparak eğitim camiasını heyecanlandırmıştı.

Birçok eğitimci “Bu sefer olacak” diyordu…

Hatta çiçeği burnunda bakan Selçuk, “Yeni eğitim sisteminin ahlak üzerine kurulacağını vurgulayarak, Temel kavramımız adalet olacak. Ben bakan olmaya değil, gören olmaya çalışacağım” demişti.

Ancak gördük ki Sayın Bakan, gören değil önceki Bakanlar gibi sadece bakan olmuş. Çünkü MEB’de skandal üstüne skandal yaşanıyor ve Bakan’dan ses seda yok.

Dün “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesi” bugün “Yoga projesi”…

Peki, Yoga nedir?

Yoga, Hinduizm ve Budizm’de kişiye birtakım ilâhî bilgiler ve yetenekler kazandırarak, onun arınmasına ve hakikate ulaşmasına aracı olması amacıyla uygulanan bir yöntemdir.

Dolayısıyla yoga’nın ne inancımızla ne de kültürümüzle bir ilgisi yoktur. Bilakis “sağlıklı yaşam” adı altında inancımıza alternatif olarak yapılan ritüellerdir.

O halde kim hangi amaçla bu projeyi onaylamıştır. Kaldı ki projenin mimarı; yazdığı kitapta sapkın ilişkileri normal görecek kadar inancımızdan ve kültürümüzden uzaktır.

Sayın Bakan’ın “Yeni eğitim sistemini ahlak üzerine kuracağız” cümlesi nerde kaldı? Veya Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Dindar Nesil Projesi” rafa mı kaldırıldı?

Allah aşkına MEB’de kim ne yapmaya çalışıyor. Birilerinin işgüzarlığı yüzünden 18 milyon çocuğumuzu bu sapkın proje mimarlarına mı terk edeceğiz?

Yoga ile ilgili sorulan bir soru üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu şu cevabı vermiş; “Yoga vb. uygulamaların icrasının temelinin Hint ve uzak doğu kökenli ilahi olmayan dinlere ait inanç, düşünüş ve ritüellere dayandığı konusunda insanların bilgilendirilmeleri gerekmektedir.

Buna göre bir Müslüman’ın, yoganın bir başka dinin inanç ve ibadetlerine dayandığını bilerek, bu maksatla yoga yapması İslam’ın inanç prensiplerine aykırıdır.

Ayrıca şu husus bilinmelidir ki; milletler kendi dini ve milli kültürleri ile var olmuşlar ve bu değerleri korudukları oranda tarih sahnesinde yer almışlardır. Bu itibarla, bir Müslüman’ın yüce dinimiz İslam’ın insanın kendisi ve çevresiyle uyum içerisinde yaşaması için ortaya koyduğu ahlaki prensipleri göz ardı ederek, başka kültürlerin ahlak prensiplerinden medet umması, onları benimsemesi asla düşünülemez. İslam'ın ortaya koyduğu prensipler, kendi müntesiplerinin hem dünyevi hem de uhrevi huzur ve mutluluğunu sağlamada yeterli olduğu gibi bütün insanlığın huzur ve mutluluğunu sağlamada da kâfidir.”

Mezkûr projeleri MEB’de onaylayan veya onaylatan irade, ya inanç ve kültürümüzden bihaberdirler ya da neslimizin dejenerasyonu için hesap yapanlar ile dirsek temastadırlar. Üçüncü bir şıkkı bulamadım maalesef.

Yazarın Diğer Yazıları