Dişlerini HÜDA PAR’a geçirmek istediler
Bir linç harekatı başlatıldı
Bir boğma harekatı
Sosyal medyanın ve Müslüman halkımızın duyarlı olduğu bir konu üzerinden tüfeklerini “çocuk” kavramının omuzuna yaslayarak ateş ediyorlar
Diyelim ki dedikleri gibi olsun
Yani Hiranur Vakfı’nın başkanı kızını 6 yaşında evlendirmiş olsun
Bu bir rezalet mi, elbette!
Peki Aziz İslam dini mi bunu emrediyor? Ne alaka?
Alakası olmadığı halde Aziz İslam’a ve Şeriat’a “kahrolsun” diye bağıran müptezellere ne demek gerek!
Yeniden bir 28 Şubat algısı oluşturmaya çalışan bu ahlaksızların kesinlikle ama kesinlikle bir çocuk hassasiyeti yoktur.
Olsaydı Taksim’de LGBT sapkınlarının çocuklara yönelik tacizlerini eleştirirlerdi.
Elbette 6 yaşındaki bir çocuğu evlendirmek sapıklıktır. Ama psikolojik sorunları olduğu söylenen ve büyük bir ruhsal travma yaşadığı iddia edilen bir insanın beyanı üzerinden linç kampanyası düzenlemek de aklın alabileceği bir şey değil!
Hem hazır hızımızı almışken HÜDA PAR’ı da linçleyelim dercesine HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nın sözlerini bağlamından kopararak “sanki 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesini savunuyormuş gibi” servis ettiler.
Oysa Yapıcıoğlu daha önceki yıllarda bugün suç sayılan yaşlarda evlilikler yapılabildiğini aslolanın biyolojik ve psikolojik hazırolunmuşluk olduğunun altını çizdiği halde son derece ahlaksız bir şekilde linç girişiminde bulunuldu.
HÜDA PAR ile ilgili tek bir olumlu ya da nötr haberi olmayan tüm sol siteler haberi manşetten verdi.
Neden? Çünkü hedef kurumsallaşmayı hiçleştirmektir. Kurumlara olan güveni yok etmektir
Sabah akşam sapkınların propagandasını yapanların topluma “CEMAATLER GÜVENİLMEZ, TARİKATLAR SAPIK” demesi yetmiyor şimdi de İslami duyarlılığı olan partileri itibarsızlaştırmaya çalışıyor
Evet, Zekeriya Bey anında twit atarak bu iftira anaforunu durdurdu
Parti tabanı çok seri bir şekilde bu dezenformasyonu bilinçli bir enformasyon ile düzeltti; ama ya geç kalınsaydı. Ya bu kadar seri olunamasaydı. Misal bahsi geçen Hiranur Vakfı seri davranamadığı için çok büyük itibar kaybına uğradı.
Bilmemiz gerekir ki şu durum, yani iftira atarak mevzi kaybettirme politikası Türkiye’ye has bir politika değildir..
Köklerinde Yahudilik olan bu seküler saldırganlık Batı’da Katolikliği bu şekilde saf dışı edebildi.
Batı medyasındaki tüm “kilisedeki sapıklık” manşetlerindeki kilise Katolik kilisesi idi.
Bilinçli bir şekilde Katoliklik yerleyeksan edildi.
Sırada biz varız. Tarikatlarımız, cemaatlerimiz, partilerimiz…
Dezenformasyon Yasası derhal işletilmelidir
Yoksa bu ülkenin dindarları daha çok iftiralara uğrar ve daha çok mevzi kaybeder.