• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Ali Şeriati kanın tarihe hapsedilmesi diye bir kavram kullanır.

Çok yerinde bir kavramdır bu.

Sonrakiler, öncekilerin yani şehitlerin misyonunu ve davasını layıkı ile yerine getiremezse kan tarihe hapsolur.

Evet, Allah yolunda fedai olunmuş, can verilmiştir; fakat verilen can’ın niçin, neye karşılık verildiğini kitlelere anlatacak davetçiler, dâiler(davetçiler) de lazımdır.

Öyleyse “dâisi olmayan fedainin kanı tarihte tutsak kalır” deyip asıl mevzumuza gelelim.

Önceki gün Susa Katliamı’nın yıl dönümüydü.

Elhamdulillah kanın tarihe hapsolmadığı bir kez daha anlaşıldı

Sosyal medyada tam bir dâi özverisi ile Susa vahşeti dile getirildi, Şehitlerin hayatlarından kesitler sunuldu. Hür Ekibin hakkını teslim etmek lazım, başarılıydılar.

Susa konusunda yıllardır ilk defa bu kadar güçlü bir şekilde ses verildi.

Bu da dâiliğin/davetçiliğin/kendini anlatmanın öneminin daha iyi anlaşılmasından ve sosyal medya gibi bir olanağı etkili kullanabilmekten kaynaklanıyor.

1992 yılından beri Susa vahşetini anlatmak için didinen Müslümanların hakları elbette ödenemez ama 21. yüzyılın imkanları ile 20. yüzyılın kısıtlı imkanları bir değil!

-Söyledikleri yüzde yüz hak olsa dahi- Zamanın ruhuna uygun mücadele yöntemi ya da tebliğ yöntemi geliştirmeyenler yok olmaya mahkumdur. İşte bu nedenle twitter’daki etkinlik önemliydi.

Belki bunun instagram’da, facebookta ve diğer sosyal medya uygulamaları üzerinden sürdürülememiş olması eksikliktir.

Susa Katliamı ile ilgili özellikle şehadetlerinin 30. Yılı vesilesi ile yani 2022’de devasa projeler geliştirmek lazım. Çok fazla para isteyen projelerden bahsetmiyorum.

Misal; Türkiye geneli en iyi Susa Katliamı konulu kısa film yarışması… İlle de vahşetin aynısının senaryolandırılmasına gerek yok. Konu Susa ve şehitler olduktan sonra sanatçı serbest olmalı.

Misal; Susa Katliamı hikaye yarışması ya da şiir yarışması, hatta resim yarışması gibi…

Susa için neler yapılabilir diye bir AR-GE çalışması da yapılabilir. Muhtemelen çok derinlikli fikirler ortaya çıkacaktır.

Bu fikirlerin harmanlanması ile 2022’de çok yönlü çok boyutlu bir Susa çalışması ile tüm Türkiye bu vahşetten haberdar edilebilir.

Keşke demeyi sevmem ama…

Keşke iyi bir bütçe ve iyi bir senaryo eşliğinde o geceyi anlatan bir drama filmi çekebilseydik.