“Gün tanrılarımıza/kurgularımıza sahip çıkma günüdür”
Abdullah Şevki Yurtvermez... Zümrüt Apartmanı ile Türkiye’nin gündemine oturdu.
Hamdolsun ciddi manada tepki gösterildi.
Çünkü korkuyorum bu ülkeden. Ülkem insanının donmuş, hissiz yaşam şekli, “bana dokunmayan yılan kankamdır” duruşu ürpertiyordu beni.
“Arkadaşlar provokasyonlara gelmeyelim” emziğini çok emmekten olmuş olsa gerek ülkem insanı, özellikle dindarı resmen zombiye dönüşmüştü. En kutsallarına bile hakaret edildiğinde “ya sabur çeken” bir dindarlık.
Evet, hamdolsun sapkın kitaba, rezalete karşı ciddi bir duruş gösterildi.
200 yıldır bizi yontuyorlar... 200 yıldır düdüklü tencerede kaynatıyorlar beynimizi... İyice hoşaf olmuştur, artık tükenmiştir denildiği bir anda muhteşem bir ricat doğuyor ve toparlanıyoruz. Beynimiz toparlandı.
Evet, pedofiliye yönelik tepkimiz çok insani idi.
Ama emin olun bir daha gelecekler...
Başka bir kitapla, başka başka bir kurgu ama aynı içerikle yine gelecekler. Çünkü bunlar kendine ve şehvete tapan bir medeniyetin izcileridir.
En az 200 yıldır dalga dalga geliyorlar ve her seferinde bizden bir şeyler koparıyorlar
İlk defa sahillerimize ayak bastıklarında bu ecnebi ruhlular, kadınlarımızın örtülerine el uzattılar... Ama sadece bir kadının örtüsüne... “aaa ne kadar güzel olmuşsun” cümlesine mahalle tepki koydu! “Haramdır” dedi mahalle. Geri çekildiler, ama bir kez daha denemek içindi bu geri çekilme... yüzlerce kez denediler, milyonlarca kez, farklı figürlerle denediler.
Kadın açılmalıydı... açıldı... Özür dileyerek devam edeceğim... bacağını göstermeliydi... onu da başardılar... Her çeşit herzeyi yemeliydi. Tabi erkek zaten yiyordu bu herzeyi...
Dizilerle saldırdılar bu topluma... zehir kokan diziler... Aldatan aldatana... çıplaklık, fuhşiyat...
Gelebildikleri kadar gelmişlerdi. Ama yetmiyordu... hem bu sektör hep “daha fazlası” üzerine kuruluydu.
Soyarak, kadını kamusal bir şehvet metasına dönüştüren zihniyete “dur” diyene gerici denildi.
Müslümanlar hakkı ile muhalefet üretemedi, ama buna yeltendiklerinde o kadar çok aşağılandılar ki... Sanata saygısızlık yapılmamalıydı. Kadın haklarına ihanetti bu! Püskürttüler islami muhalefeti...
Artık ikinci merhaleye geçilmeliydi: eşcinsellik
Neredeyse her kanala bir i.ne koydular... her skeçte “ayollu” göndermeler... kakkara kikkiriler aslında eşcinseller sempatiktir mesajını verdiler.. “Biz her yerdeyiz”in mesajını... "aslında bu utanılacak bir durum değil" mesajını verdiler...
Kadın meselesinde linç edilen muhafazakar “kem küm” etmeye çalışıyor; ama kuduz köpekler gibi saldıran bir medya var.
Yok olmadı.. Her taraftan saldırdılar... “Gün tanrılarımıza sahip çıkma günüdür” sözü modernleşmiş ve “gün sanata sahip çıkma günüdür”e dönüşmüştü.
Evet, her çeşit sapkınlıklarını sanat tanrısıyla örttüler...
Şahsen ben eşcinsellikten daha sapkınca bir yere varılabileceğini zannetmiyordum. Sapkınlığın da bir sınırı vardır sanıyordum. Yokmuş.
Zümrüt Apartmanı meselesinde hamdolsun güzel bir tepki gösterildi. Gerçi bazı müptezeller, efendim “kurgu bu kurgu” diyerek geçmiş yıllardaki sanat tanrısını/kurgusunu yardıma çığırdıysa da...
Yok, bu kez sanat putu, kurgu putuna dönüşemeden vicdan tarafından itlaf edildi. Vicdanların itlaf ettiğini inşallah bir gün kanunlar da itlaf eder diyelim.
Ramazan Bayramınız şimdiden mübarek olsun!