• DOLAR 34.486
  • EURO 36.429
  • ALTIN 2909.425
  • ...
SON DAKİKA

Zaman bir araç ise tarih onun dikiz aynasıdır.

Dikiz aynasından düne bakacaksınız ki yarınlarınızı da görebilesiniz.

Sadece önüne bakarak da yol alınamaz, sabit fikirli bir şekilde arkaya(geçmişe) dönük bir yaşantı da doğru değildir.

Kemalist sistemin oluşturduğu tarih tahribatı giderilmeden bilinçli bir toplumun yerleşmesi mümkün değildir.

Kemalist tarih öğretisi olayları değerlendirirken asla bilimsel bir tarafsızlıkla tarih okutmadı/okutmuyor. Korkunç bir fanatizm var tarih dersinde ve işin acı tarafı bu fanatizmi artık ortalama vatandaş da kabullenmeye başladı.

“Dünyayı nasıl yüzlerce yıl yönetebildik” sorusuna 20 yıl önce ortalama bir öğrenci “Osmanlı dinine bağlıydı, adildi, asimile etmedi, sömürmedi” ve benzeri cevaplar verirdi.

Oysa Kemalist öğretide cevap başka idi: “Dünyayı yönettik, çünkü biz Türk’üz”

Yalnız son dönemlerde Kemalistlerin yapamadığını maalesef TRT dizileri başarmaya başladı.

Diriliş Ertuğrul (ki pek çok olumlu yönleri var, hakkını teslim edelim) dizisindeki aşırı vurgular ancak tarih şuurundan habersizlikle vurgulanabilir.

İnsanlık tarihinin çok az bir döneminde (ki o da baskı altında iken) kavmi duygular ideolojikleşebilmiştir. Hele hele bundan yaklaşık bin yıl önce toplumları domine eden, onları muharrik kılan ana unsur din ve mezhep iken tarihi etnik temelli ele almak ciddi bir yanlıştır.

Denebilir ki batılılar Türk denilince İslam’ı anlıyorlardı. El Hak öyledir. Ama hangi zaman dilimi için geçerlidir. Osmanlı’nın henüz kuruluş yıllarında “Türk eşittir İslam” diye bir algı henüz oluşmamıştı. Kaldı ki yaşadığımız yüzyılda etnisite üzerinden devletlerin ve halkların hedef alındığı bir ortamda kullanılması gereken dil çok daha kucaklayıcı, birleştirici bir dil olmalıdır.

Madem yazımız TRT’nin dizisi üzerinden gidiyor… Devam edelim… Dizideki sohbet kısımlarının olması son derece güzel olmuş. Lakin tarih şuurundan bahsediyoruz ya… Ve dizi de bu şuuru kazandırmaya çalışıyorsa (ki kuvvetle muhtemel) ya filmdeki tüm etnik vurgular azaltılıp ümmetçi (kucaklayıcı) bir dil kullanılmalı ya da dizi kahramanının yanına bir Kürt eklenmelidir.

Denebilir ki Osmanlının kuruluş döneminde Kürtlerin etkisi yoktur. El Hak doğrudur ve mantıklı bir karşı çıkıştır bu ama o zaman sorarım Osmanlı kaynaklarının neresinde bu kadar Türk vurgusu var? Osmanlı’da Türk, Türkmen kavramlarının nasıl kullanıldığını işin ehli iyi bilir. Girmeyelim o konuya…

Osmanlı kaynakları ve çağın gerçekliği ortadadır: O dönemde tüm devletler din merkezli idi. Dili de din merkezli idi, tasavvuru da hedefi de kavgası da…

Yazıya başladığımız gibi bitirelim

Zaman bir araç ise tarih onun dikiz aynasıdır. Evet, bir gözünüzün geçmişte olması güzel, ama önünüzde çözüm bekleyen koca bir Kürt Sorunu var.