• DOLAR 34.485
  • EURO 36.603
  • ALTIN 2926.784
  • ...

HÜDA PAR`ın yerel seçimle ilgili beklenen kararı dün açıklandı.

Partinin Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Mahmut Şahin`in açıklamalarında uzun bir istişare süreci yaşandığı ve bu istişarenin partinin alt birimlerine kadar uzandığı sonucu ortaya çıkıyor.

Şahin açıklamasında partinin kuruluş sürecinden ve girdiği seçimlerden kısaca bahsettikten sonra neden seçime girmedikleri meselesine sözü getirdi.

Şahin`in “yeni bir seçime girmenin, teşkilatlarımızın tamamlanması, planlanan hedeflere ulaşılması noktasında maddi anlamda olumsuz etkilerinin olacağı kanaati hâsıl olmuştur.” İfadeleri aslında alınan kararın nedenini de ortaya koyuyor.

Türkiye`de siyaset yapmak için sadece alınteri yetmiyor. Nitekim girdiği tüm seçimlerde HÜDA PAR tabanının sahada döktüğü alınteri takip edenlerin malumudur.

Evet, bu işler sadece alınteri ile olsaydı, HÜDA PAR`ın baraj sorunu bile olmamalıydı ama bu işler yani siyaset (maalesef) ciddi derecede para istiyor. Hem de aklınızın almayacağı kadar para istiyor.

Cem Uzan`nın girdiği ilk seçimde %7,25 oy alması para ve medyanın gücü değil miydi?

Akşener`den bahsediyorlar. Efendim ne yapmış! Ciddi bir oy almış.

Evet, ama finans sorunu var mıydı İYİ P`in?

AK Parti`nin ilk yıllarını hatırlayalım! Var mıydı ekonomik bir sorunu? Yoktu.

Bahsi geçen partiler medyaya ulaşma konusunda bir sorun yaşadı mı? Hayır.

Peki, HÜDA PAR eşit şartlarda yarışabiliyor mu rakipleri ile… Cevaplamaya gerek yok değil mi?

Bu karardan hemen sonra ‘boykot` söylemleri yayıldı? Peki, bu “boykot olmalı” talebi makul mü?

Öncelikle neden ve neyi boykot?

Boykot ‘ben bu ülkedeki baskıdan dolayı siyaset üretemiyorum` demektir. Var mı böyle bir gerçeklik?

Boykot kararı alma marjinalleşme demek değil midir?

İnsanlar boykot edebilir ama partilerden boykot beklemek marjinal olalım demektir.

Hem bu ülkede seçimleri boykot etmesi gereken bir parti varsa o da HDP değil midir?

Eş başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları cezaevinde ama HDP tabanı boykottan bahsetmiyor. Çünkü biliyorlar boykota başvururlarsa bu beraberinde marjinalleşmeyi getirecektir.

Peki, ne olmalı?

31 Mart seçimlerinde HÜDA PAR seçime girmese de tabanını seçim sürecinde mobilize edebilir. Partisel bir ittifak olmasa da şehirlerde durum ve şartlara göre ittifaklar içerisinde olabilir/olunabilir.

HÜDA PAR istemese bile partiler ve adaylar kapıyı aşındıracaktır. Seçime girmiyor olmak siyasetin tüm kapıları kapandı anlamlarına gelmez.

Partinin “aldığımız karar boykot değildir” açıklamasını da yukarıdaki cümlelerle bir arada okursanız boykot kararının alınmamasının daha mantıklı bir karar olduğu anlaşılır.

Elbette eninde sonunda karar verici olan partinin üst kurullarıdır şüphesiz. Boykot meselesini onlar da masaya yatırmışlardır ve kanaatimce alınan karar doğru ve yerinde bir karardır.