• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bir tarafta eşi cezaevinde olan bir kadının yürüyüşünü yasa dışı sayan ve onu gözaltına alan bir ülkeyiz diğer tarafta kendisine en ağır hakaretlerle çizimlerde bulunan ODTÜ`lü öğrencileri çay içmeye davet eden bir Cumhurbaşkanımız var… 

Semra Kuytul`un 9 aydır cezaevinde olan eşini gündeme taşımak için yürümesinden daha doğal ne var ki! Ama bu yürüyüşü bile devletin varlığına ve bölünmez bütünlüğüne tehdit olarak ele alan/alacak olan devlet memurları var.

Farklı olan, farklı düşünen, farklı davranan potansiyel suçlu muamelesine uğrarsa hep iddia ettiğimiz “cennet ülke” nasıl inşa edilecek? Siz cenneti sadece armutların ya da sadece portakalların olduğu bir yer mi sanıyorsunuz? Cennet çeşitliliktir, farklı farklı lezzetlerdir.

Farklılıklardan bu kadar korkmaya gerek yok! Semra Kuytul Hanımın gözaltına alınması(ki serbest bırakıldı) ne kadar büyük bir garabet ise Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ODTÜ`lü öğrencilere çay içme davetinde bulunması bi o kadar güzel bir teklif!

Devleti yönetenler (evet zorluk zamanlarında) ister istemez celallenirler ama zorluğun üstesinden gelindiği an onların asli elbiseleri merhamet olmalıdır.

Devlet başkanına ekose ceketten çok hikmet elbisesi yakışır.

Kuran`ı azimüşşan Hz Peygamber`i (sav) içinde bulunduğu topluma kitap ve hikmet öğreten bir Peygamber olarak tanımlar. Evet, bu ülkede devlet başkanı farklı düşünen insanlara hikmetle yaklaşmalı, onların dertlerini dinlemelidir.

Sizden farklı düşünen ile konuştuğunuzda ya sizin bir eksiliğiniz giderilmiş olur ve siz kemale doğru bir adım atarsınız ya da karşı tarafın bir eksikliği giderilir karşı taraf kemale(olgunlaşmaya) bir adım atar. Hiçbiri olmasa dahi aradaki nefret buzları çözülür.

Evet, ODTÜ`lü öğrencilerle çay içmek yerindedir ve bu çay merasimleri toplumun diğer kesimlerine de yayılmalıdır. Erdoğan`ın (Osmanlı`da olduğu gibi) özel halk günleri olmalıdır…

Diyeceksiniz ki devlet başkanı zaten bi dünya sorunla uğraşıyor bi de bununla mı uğraşsın!

Evet uğraşsın, haftada yarım saatle de olsa halkı dinlesin. Özellikle kendisinden olmayanlara zaman ayırsın ki başımıza bi dünya sorun örenlerle daha rahat mücadele edebilsin.

Örneğin Semra Kuytul`u dinlese, örneğin onlarca yıldır işkenceli sorgularla kendisine dikte edilen ifadeleri imzaladığı için cezaevinde olan İslami Düşünce Sahiplerinin anne-babalarını dinlese bir şey kaybeder mi?

Unutmayın insan tanımadığına, bilmediğine düşmandır. İnsanlar tanışık oldukça düşmanlık biter.