• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bahçeli`nin erken seçim çıkışı bir anda gündemi seçimlere kilitledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın açıklaması ile seçimler Haziran 24`te yapılacak.

Peki iktidar bu seçime ne kadar hazır?

Bu yükü yıllarca tek başına taşıyan Erdoğan sisteme muhalefet ettiği için her seferinde halktan destek aldı. Gah “başörtü krizi” gah “askerlerin siyasete burnunu sokma çabası” gah “CHP`nin ve medyanın tavrı” AK Partinin büyümesini besledi.

İktidar olduğu halde muktedir olamadığı anlaşıldığı için liberalinden muhafazakârına, milliyetçisinden İslamcısına kadar pek çok katman Erdoğan`ı ve partisini destekledi. Öteki sayılanların ezici bir kısmı AK Partinin yanında yer tuttu.

Ergenekon ile mücadele dendi, halk destek verdi.

FETÖ ile mücadele dendi, özellikle 1 Kasım`da ezici bir destek aldı. Erdoğan`ın inanılmaz derecede başarılı olan hitabeti, halkta karşılık bulan davranışları, dindarlığı toplumsal bir karşılık doğurdu. Doğurması gayet doğaldı ama bu nereye kadar sürecekti.

Erdoğan artık sistemin ezmeye çalıştığı bir kişi değil; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en güçlü Cumhurbaşkanlarından biri artık. Artık zulme uğrayan biri değil. Bundan dolayı oy almak için yeni bir dile ihtiyacı vardı. Erdoğan bu dili de buldu. Halka/tabanına hedef koyma dili. Adını koymuyor belki ama hedefin bir Yeni Osmanlı olduğu düşünülüyor.

Yazımızın asıl konusu işte burası. Türkiye Yeni Osmanlı olabilir mi?

Normal şartlarda Osmanlı olma isteği devasa bir mirasta hak talep etme isteğidir ve stratejik olarak doğrudur. Ne var ki bu istek içi doldurulmadan dillendirilirse ciddiye alınmaz. Türkiye`nin son dönemlerdeki uygulamaları geçici değil, kalıcı resim ise boş yere Osmanlı hayalleri kurmayın!

En basitinden taşeron işçilerin kadroya alınmasında bile partizanlık yapılıyorsa-ki ciddi iddialar var- Osmanlı olamazsınız beyler.

Memur alımında FETÖ`nün oluşturduğu istihbari hafıza üzerinden insanlar hala fişleniyorsa, yani düşmanın verdiği bellek üzerinden bilgi tahkim ediliyorsa Osmanlıyı kuruyoruz sanırsınız ama döşediğiniz taşlardan Hun Devleti kurulur ama Osmanlı kurulmaz.

Milliyetçi söylemin dindarları ve Kürtleri rahatsız ettiğinizi bilmeden sürdürüyorsanız, kusura kalmayın Osmanlı halkından haberdardı yok haberiniz olduğu halde sürdürüyorsanız yine kusura bakmayın ama bu Fatih`in değil ; İttihat ve Terakki`nin (İT) Osmanlısıdır.

Müspet milliyetçiliği doğru bulanlardanım. Ama memur alımında, taşerona kadro sürecindeki güvenlik soruşturmaları asla müspet milliyetçilik olarak yorumlanamaz.

İç barış sağlanmadan, adalet her tarafa yayılmadan ve dahası Kürt oyları alınmadan Osmanlı olunamaz.

İktidar Kürtlerin kırık kalbini tamir etme seçeneğini MHP`den gelecek oyları düşünerek ertelemeye devam ederse seçim sürecinde ve sonrasında ciddi sorunlar yaşar.

Malumunuz Batı`nın projesi, Kürtler ile bu ülke arasında ‘duygusal kırılma` oluşturmaktı.

Evet MHP`nin oyları ile seçimi de kazanabilirsiniz ama bu Kürtsüz bir iktidar olur.