• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

İttifak meselesi kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.

Sağ muhafazakâr kesimin bu kelimeye yüklediği anlam ile sol seküler kesimin yüklediği mana farklılık arz ediyor.

Kanaatimce sağ muhafazakâr kesim ittifakın ne olduğu konusunda ciddi bir kafa karışıklığı yaşıyor. Ki geçmişte de bu kafa karışıklığı yaşanmıştı.

İttifak farklı görüşteki parti ve oluşumların ortak hedefe sahip olmasıdır. Sağ muhafazakâr kesim ise bu kavramı kendisinin “yok olması” ya da bileşen içinde “erimesi” olarak değerlendiriyor.

Biraz geçmişe gidelim…

1991 yılında Anavatan Partisi(ANAP) eriyordu. Bu erimenin ileriki yıllarda iktidar kaybına neden olacağını öngören ANAP liderliği 20 Ekim 1991 günü erken genel seçim kararı aldı. Bu karar mevcut seçim sistemindeki yüzde 10 barajının Refah Partisi ve o günkü adı MÇP olan MHP`yi boğacağı öngörülerek alınmıştı. Refah(Erbakan) ve MHP baraj altı kalacak bu sayede ANAVATAN tek başına iktidar olacaktı.

O dönemde Refah ile MHP birlikteliğine muhafazakâr Kürtler şiddetli tepki gösterdi. Oysa o dönemde  HEP(bugünkü HDP) adayları SHP(bugünkü CHP) listesinden seçime girdiğinde seküler/PKK yanlısı Kürtler hiçbir eleştiride bulunmamış; aksine bu ittifakı dâhiyane bulmuştu.

Sağ muhafazakârlar MHP-Refah birlikteliğinden o kadar rahatsızdı ki “Refah bitti” yorumları bile yapılmıştı. Oysa 1995 yılında yapılan seçimlerde Refah Partisi yüzde 21,38`lik oyla birinci parti olmuş ve Refah efsanesi bu yıllarda başlamıştı.

Keza PKK çizgisindeki HEP`in CHP ile kurduğu ittifak da bu partinin uzantılarının günden güne güçlenmesine neden oldu.

Siyaset anlık sosyolojik tepkilerin ölçüm aracı değildir. PKK uzantısı partilerin yıllar yılı kurduğu ittifakların sonuçlarından da görüleceğe üzere parti disiplini olan partiler kendilerinden kat kat güçlü partilerle ittifak kursalar bile erimezler. 1991 seçimlerinde Refah`a göre oldukça zayıf bir parti olan MHP`nin erimemesinin nedeni de bu olsa gerek: Parti disiplini…

Gelelim yazımızın sonuç kısmına…

Sol kesim kendini hep özeleştiri veren sorgulayan bir kitle olarak yansıtır ya… 1991 seçimlerinde PKK`nın siyasal uzantısı SHP(CHP) ile ittifak kurduğunda “neden Dersim`in, Zilan`ın katilleri ile ittifak kurulmaz” denmedi? Oysa o dönemde Refah çizgisinde siyaset üreten Kürtler MHP ile ittifakı zinhar kabul etmiyordu. Düşünen sorgulayan kimmiş!!

7 Haziran seçimlerinde HDP Eş Genel Başkanı AK Partiye koalisyon kapısını kapatıp CHP ve MHP`ye göz kırptığında hatta Kılıçdaroğlu Bahçeli`ye “gel başbakan sen ol” teklifinde bulunduğunda sorgulayan sol kesim ne içmişti, neden ses vermediler.

HDP'li Sırrı Süreyya Önder "CHP-MHP koalisyon kursun biz dışarıdan destek verelim" dediğinde neden sorgulayan kafa! ses çıkarmadı.

Toparlayacak olursak ittifaklar farklı düşüncedeki yolcuların aynı otobüse binmesi gibidir. Seçimden sonra her parti kendi durağında iner. Türkiye`de tüm partiler bunu yaptı ve disiplinsiz olanlar ittifakın içinde eriyip yok olurken parti disiplini olanlar güçlerine güç kattı.