Kurt yargısının trajik kurbanı: İHYA-DER
Derenin aşağısından suyunu içen kuzuya derenin yukarısında bulunan kurt ....“suyumu bulandırıyorsun” demiş, zavallı kuzu yok mok dese de nafile, kurdun niyeti ve amacı belli, kuzuyu yemek... olan dünyaca ünlü La Fontaine`in “kurt ile kuzu masalı”nı herkes bilir.
Aslında bu masal güçlü ile mazlumun ibretlik hikâyesini anlatmaktadır. Bu masal güçlü olanın aynı zamanda haklı olmaya ihtiyacı olduğunu göstermesi açısından ibretliktir ve bunun için de kurt ısrarla sudan bahaneler üretmektedir.
Kurdun bahane üretmesi, kendi vicdanını teskin etmek ya da haklı olmak için değil; racondan kaynaklıdır. Racon tarihin kurda kazandırdığı bir gömlektir. Kurt bu raconla bahanesini üretmektedir. Ancak bu gün racon, yerini kirli tezgâhlara bırakmıştır.
İhya- Der dosyası işte böyle! Değişimi de anlatmaktadır.
Hikâyenin güçlü kahramanı olan kurt, kuzuyu yemek için sudan bahaneler üretir ancak kumpas ya da komploya başvurmaz. Doğrudan güçten kaynaklanan bir mantık üretir. Masalda anlatıldığı gibi güçlünün “mantığı” karşısında çaresizliğin ve kurt yargısının trajik kurbanıdır İhya-Der!
Bütün siyasi davalarda olduğu gibi İhya-Der dosyası da kurt ile kuzu masalını andırır. İhya-Der dosyasında kurt rolüne bürünen paralel yargı/emniyet ise sudan bahanelerin yanında kumpasa da komploya da başvurur.
01.01.2008 suç tarihli, 18 kuzunun 15 yıl ile 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilen İhya- Der dosyasına baktığımızda;
Yapılan Komplolar ve Kumpaslar;
1- Beykoz dokümanlarının dosyaya konulması: Sadece emniyet kaynaklarında bulunan ve mahkemelerin ısrarlı istemelerine rağmen gönderilmeyen hatta yok edildiğinden dolayı emniyet görevlileri haklarında soruşturma açılan Beykoz Dokümanlarının her nasılsa dosyaya konulması,
2- Ergenekon Davasıyla Bağlantı Kurma Girişimleri: Ergenekon operasyonları başladıktan sonra paralel yapının yayın organları yoğun bir şekilde Hizbullah – Ergenekon bağlantısını dile getirmiş, bu durum Ergenekon iddianamesine de yansıtılmıştır. O dönemde basın-yayında işlenen bu iddianın desteklenmesi için Elazığ İhya-Der dosyasına hiç alakası olmadığı halde iki dokümanın konulması,
3- Fethullah Gülen Örgütü`ne Dönük Dokümanlar: Hizbullah`ın Gülen Grubuna yönelik hiçbir eylemi olmamasına rağmen, dosyaya konulan bazı dokümanlardan Hizbullah`ın Gülen grubuna bakışı nedeniyle hedef haline getirildiğine dair dokümanların konulması,
4- Örgüt yönetici ve üyeliği bağı ise, derneğin bilgisayarında ele geçirildiği iddianame ve mahkeme kararındaki ibare ile, “Bismillahirrahmanirrahim” ile başlayıp “Allaha emanet olun” şeklinde biten A-4 kağıdı....vs.
Kurdun raconluk ve sudan bahaneleri;
1- Kutlu Doğum haftası etkinliklerini düzenlemek
2- Filistin`e destek mitingi yapmak,
3- Kerbela merasimlerini düzenlemek,
4- Ramazan ayı etkinlikleri düzenlemek,
5- Mekke`nin fethi gecesi düzenlemek,
6- Dini gün ve gecelerde kapalı yer toplantılar yapmak,
7- Dernek üyelerinin aile fertleriyle yapmış olduğu günlük telefon konuşmaları,
8- Şehit edilen Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılmak,
9- Kurban Bayramı`nda kurban eti dağıtmak,
10- Dernek bünyesinde uzlaşı ve sivil toplum, taziye ve ilmi araştırma komisyonları kurmak, dernekte seminerler düzenlemek vs.
Dosyadaki sanık kurbanlık kuzuların, Hizbullah üyeliğini gösterir hiçbir somut belge ve eylemin olmaması da komplo ve kumpas gerçekliğini açıkça ortaya koymaktadır. Derneğe yapılan baskında sadece emniyet arşivinde bulunan bir CD ve katlanmamış bir bilgisayar çıktısı İhya-Der`de bulunmuş gösterildi. CD`nin İhya-Der bilgisayarlarında kullanılıp kullanılmadığı ve dernek mensuplarının hem CD hem kâğıt çıktı üzerinde parmak izinin olup olmadığı ile ilgili avukat talepleri mahkeme tarafından dikkate alınmadı. Dosyada örgüte ve onun üyeliğini gösteren ve kanıtlayan dijital belge dışında ne somut bir fiil var ne de başka bir somut bilgi. Dosya kısa bir sürede bitirilip Yargıtay`a gönderildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bütün sıraları alt üst ederek dosyayı öne alarak onadı.
Kurt yargısı olan paralel/dikey vs. yargının birleşenleri, kendisi dışında kimseye hayat hakkı vermiyor. Onların da dünyasında masum ve mazlum kuzulara yer yok.
Kurtlar ve kuzular sürekli değişti. Ancak kurt kuzu hikâyesi sürekli tekrarlanmaktadır. Ama gülünç bahaneler bir türlü değişmiyor. Tıpkı İhya-Der dosyasında olduğu gibi. Statükocu, devletçi ve konjonktürel yargı her dönem kendisine vazife çıkarmaya devam etmektedir. Yargı iktidarın ve otoritenin kılıcı olmaktan kurtulamadı. Mazisi İstiklal Mahkemeleri olan, üyeleri brifingler alan ve birkaç bombayla hizaya geçen bir sistemden(yargıdan) adalet istemek/beklemek adalete en büyük haksızlık olsa gerek… Sistem değişmedikçe adalet en büyük hazine olmaktan çıkmayacak. Ve kurt ile kuzu masalı, hayatımızın gerçeği olarak kalmaya devam edecektir.
İktidar paralel yargı dâhil olmak üzere paralel olan her şeyi bitireceklerini iddia etmektedir. Birkaç savcı hakkında soruşturma izni çıkması ve birkaç savcının açığa alınmasıyla yapılan haksızlıklar bitmeyecektir. Binlerce hatta on binlerce kişi hasmane kanaatlerle ve sırf toplum nezdinde karalanmak için yargılandı ve cezalar aldı. Hâlihazırda dahi yaklaşık 600 civarında mahpus İslami davalardan dolayı cezaevinde hapis yatmakta ve yüzlercesi de kaçak durumda. İhya - Der dosyası da bunlardan biri.
Paralel yapı kavramı yeni bir adaletten yoksun yargı iktidarı oluşturmak için Türkiye`de en popüler kavram haline getirilse de yargı sisteminin sebep olduğu on binlerce mağduriyet ve zulüm hiç konuşulmamaktadır. İşin acıklı tarafı adaletten yoksun yargının mahpus ettiği 600 küsur mahpusun dava arkadaşları dahi bu zulmü konuşmaktan acizler.
Eğer iktidar paralel yargıya ilişkin söylemlerinde samimi ise işte bu paralel yargının veya adaletten yoksun devletçi yargının kumpaslarla mahkûm ettiği İhya- Der dosyası ve diğer dosyalar. Hala insanlar bu zulmün mağduru… Siyasi davalar için bir komisyon kurularak dosyalar bir gözden geçirilsin. Gerçekten kurtların bahaneleri geçip tüm varlıkları kuzu gösterip yemeye çalıştıklarını göreceklerdir.
Kurt değişti mi acaba! Yargı sistemsel olarak kurtlara emanet edildikçe kurtlar değişse de kurt aynı kurt?