Siyonistlerin Kabullen(e)mediği Hakikat!
Siyonistlerin kabullenemediği hakikat; müslüman ülkelere karşı başarısızlıkları...
İran-israil arasında meydana gelebilecek olası bir savaşın eşiğindeyiz.
israil, UAEK`ın, İran`ın nükleer programıyla ilgili raporunu açıklamasından sonra ölçüsüz söylemlerine devam ediyor.
Emperyalist ülkelerin güdümündeki BM`den, İran`a siyasi ve ekonomik yaptırımların dayatılmasını istiyor.
Haçlı ideolojisine, işgalci zihniyetine sahip NATO`dan askeri saldırısına destek çıkmasını, hatta öncülük etmesini talep ediyor.
İslam Cumhuriyetine karşı anlaşıl(a)mayan ve çözül(e)meyen bir antipatileri bulunan kimi Arap ülkelerinden İran ile ilişkilerini asgariye indirmelerini; kimi ülkeden de ilişkilerini askıya almalarını açıkça ifade etmekten imtina etmiyor.
Kısacası; askeri, siyasi, ekonomik ve nükleer silah üretiminde hızla gelişim gösteren ve bu gelişimiyle dünya barışını tehdit (!) eden İran`a haddini bildirmek için gerekli şartların oluşmasına önayak oluyor.
Anlayacağınız, siyonist israil devleti İran`ı yalnızlaştırmakta ve devamında saldırmakta ısrarlı...
Peki, bu kirli ve kan kokulu strateji de yalnız mı, yoksa beraberce hareket edeceği müttefikleri var mı?
Gündemi az buçuk takip eden herkes bilir ki, israil bu ve diğer stratejilerinde yalnız değildir. Zaten yalnız olması da düşünülemez. Zira tarihe baktığımızda da, emperyalist güçlerin tek başlarına hareket etmediklerini görürüz. Muhakkak ki, kirli emellerine başka güçleri de alet etmişlerdir. Böylece, stratejilerinde başarılı olmayı hedeflemişlerdir.
Günümüzde ki emperyalist ülkelerden biri olan israil de, bu düşüncesinde en büyük desteği ABD`den alıyor. Bu hepimizin bildiği bir gerçek! israil`in yaptığı son savaş çığırtkanlığından sonra da, bu gerçek bütün çıplaklığıyla gözler önüne serildi.
ABD Başkanı ve diğer yetkililer, İran`ı sert ve tehditvari bir dille eleştirdiler. İran`ın dünya barışını ve güvenliğini tehdit etmesine ve engellemesine ve atom bombası üretmesine izin vermeyeceklerini ifade ettiler. Hatta UAEK`ın İran`ın nükleer programıyla ilgili raporunu açıklamasından sonra; nükleer silah üretimine dair duyulan ciddi endişelerin giderilmesi için bir süre tanıdıklarını ve bu süre içerisinde İran`ın, nükleer üretiminin durdurulmasıyla ilgili bir açıklama yapması gerektiğini de beyan ettiler.
İran İslam Cumhuriyetinin aziz kurucusu İmam Humeyni`nin `büyük şeytan` dediği ABD, sert ve kırıcı açıklamalarda bulunurda İslam Cumhuriyetinin kıymetkâr yöneticileri bir cevap vermezler mi?
Elbette ki verirler, verdiler de...
israil ve ABD`nin alışılagelmiş savaş tehditleri karşısında geri adım atmayan, sert açıklamalara karşı -hakkaniyet dairesinde- daha sert açıklamalarla karşılık veren İran`lı yetkililer; `Düşmanlarımız özellikle de siyonist rejim, Amerika ve müttefikleri şunu çok iyi bilsinler ki; herhangi bir saldırı ya da herhangi bir saldırı düşüncesi bile çok sert şamarlar ve çelik yumruklarla karşılık görecektir` açıklaması başta olmak üzere, birçok açıklamalarda bulunmuştular.
Açıklamanın üzerinden ve UAEK`ın raporunu açıklamasının üzerinden on günden fazla zaman geçti. Ortamın yumuşamasını ve savaş tamtamlığının bir son bulmasını beklerken, siyonist rejime yakınlığıyla bilinen internet sitelerinden Yedioth`ta, Yigal Walt imzalı yayınlanan bir analizde; İran`a karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlarda tereddüt edilmemesi gerektiği, yumuşak kelimelerin, yarım eylemlerin zamanının geçtiği ve devamında da, askeri müdahalenin başlatılmasının elzem olduğu belirtiliyor.
İran`a askeri müdahalenin biran evvel başlamasını isteyen zat, belli ki geçmişte yaşanılan savaşlardan ders çıkarmamış. Yakın tarihe baktığımız zaman bile, batı ülkeleri ellerinde bulunan imkânları seferber etmelerine ve satılmış yerli ajanlar ile işbirliği yapmalarına rağmen, İslam ülkelerine karşı savaşlarda başarıyı yakalayamadıklarını apaçık görürüz.
Ama kana sevdalı bazı israil`liler ve bilhassa Yedioth sitesinin haber yorumcusu Yigal Walt, bu gerçeği/hakikati görmezden gelip savaşın hemen başlamasını istemiş.
Demek ki, müslüman şahıs ve ülkelere karşı savaş isteği ve merakı siyonistlerin kanında vardır. Yıllardır müslümanlara karşı yürüttükleri kirli ve necis desiselerinde hedeflerine ulaşamamaları dahi, onların bu istek ve meraklarının önüne geçmemiş.
Siyonazi israil`liler, bu serkeş ve sadist düşüncelerinde ısrar ettikleri takdirde; zillet içerisinde rezil ve zelil bir şekilde hayatlarını sürdürmekten kurtulamayacaklar, müslüman ülkelerin zor durumda kalması için uygulamaya koydukları kirli desiselerinde ve necis entrikalarında ise hiçbir zaman başarıyı yakalayıp muvaffak olamayacaklardır.
Muhammet Şerif / Doğruhaber
İran-israil arasında meydana gelebilecek olası bir savaşın eşiğindeyiz.
israil, UAEK`ın, İran`ın nükleer programıyla ilgili raporunu açıklamasından sonra ölçüsüz söylemlerine devam ediyor.
Emperyalist ülkelerin güdümündeki BM`den, İran`a siyasi ve ekonomik yaptırımların dayatılmasını istiyor.
Haçlı ideolojisine, işgalci zihniyetine sahip NATO`dan askeri saldırısına destek çıkmasını, hatta öncülük etmesini talep ediyor.
İslam Cumhuriyetine karşı anlaşıl(a)mayan ve çözül(e)meyen bir antipatileri bulunan kimi Arap ülkelerinden İran ile ilişkilerini asgariye indirmelerini; kimi ülkeden de ilişkilerini askıya almalarını açıkça ifade etmekten imtina etmiyor.
Kısacası; askeri, siyasi, ekonomik ve nükleer silah üretiminde hızla gelişim gösteren ve bu gelişimiyle dünya barışını tehdit (!) eden İran`a haddini bildirmek için gerekli şartların oluşmasına önayak oluyor.
Anlayacağınız, siyonist israil devleti İran`ı yalnızlaştırmakta ve devamında saldırmakta ısrarlı...
Peki, bu kirli ve kan kokulu strateji de yalnız mı, yoksa beraberce hareket edeceği müttefikleri var mı?
Gündemi az buçuk takip eden herkes bilir ki, israil bu ve diğer stratejilerinde yalnız değildir. Zaten yalnız olması da düşünülemez. Zira tarihe baktığımızda da, emperyalist güçlerin tek başlarına hareket etmediklerini görürüz. Muhakkak ki, kirli emellerine başka güçleri de alet etmişlerdir. Böylece, stratejilerinde başarılı olmayı hedeflemişlerdir.
Günümüzde ki emperyalist ülkelerden biri olan israil de, bu düşüncesinde en büyük desteği ABD`den alıyor. Bu hepimizin bildiği bir gerçek! israil`in yaptığı son savaş çığırtkanlığından sonra da, bu gerçek bütün çıplaklığıyla gözler önüne serildi.
ABD Başkanı ve diğer yetkililer, İran`ı sert ve tehditvari bir dille eleştirdiler. İran`ın dünya barışını ve güvenliğini tehdit etmesine ve engellemesine ve atom bombası üretmesine izin vermeyeceklerini ifade ettiler. Hatta UAEK`ın İran`ın nükleer programıyla ilgili raporunu açıklamasından sonra; nükleer silah üretimine dair duyulan ciddi endişelerin giderilmesi için bir süre tanıdıklarını ve bu süre içerisinde İran`ın, nükleer üretiminin durdurulmasıyla ilgili bir açıklama yapması gerektiğini de beyan ettiler.
İran İslam Cumhuriyetinin aziz kurucusu İmam Humeyni`nin `büyük şeytan` dediği ABD, sert ve kırıcı açıklamalarda bulunurda İslam Cumhuriyetinin kıymetkâr yöneticileri bir cevap vermezler mi?
Elbette ki verirler, verdiler de...
israil ve ABD`nin alışılagelmiş savaş tehditleri karşısında geri adım atmayan, sert açıklamalara karşı -hakkaniyet dairesinde- daha sert açıklamalarla karşılık veren İran`lı yetkililer; `Düşmanlarımız özellikle de siyonist rejim, Amerika ve müttefikleri şunu çok iyi bilsinler ki; herhangi bir saldırı ya da herhangi bir saldırı düşüncesi bile çok sert şamarlar ve çelik yumruklarla karşılık görecektir` açıklaması başta olmak üzere, birçok açıklamalarda bulunmuştular.
Açıklamanın üzerinden ve UAEK`ın raporunu açıklamasının üzerinden on günden fazla zaman geçti. Ortamın yumuşamasını ve savaş tamtamlığının bir son bulmasını beklerken, siyonist rejime yakınlığıyla bilinen internet sitelerinden Yedioth`ta, Yigal Walt imzalı yayınlanan bir analizde; İran`a karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlarda tereddüt edilmemesi gerektiği, yumuşak kelimelerin, yarım eylemlerin zamanının geçtiği ve devamında da, askeri müdahalenin başlatılmasının elzem olduğu belirtiliyor.
İran`a askeri müdahalenin biran evvel başlamasını isteyen zat, belli ki geçmişte yaşanılan savaşlardan ders çıkarmamış. Yakın tarihe baktığımız zaman bile, batı ülkeleri ellerinde bulunan imkânları seferber etmelerine ve satılmış yerli ajanlar ile işbirliği yapmalarına rağmen, İslam ülkelerine karşı savaşlarda başarıyı yakalayamadıklarını apaçık görürüz.
Ama kana sevdalı bazı israil`liler ve bilhassa Yedioth sitesinin haber yorumcusu Yigal Walt, bu gerçeği/hakikati görmezden gelip savaşın hemen başlamasını istemiş.
Demek ki, müslüman şahıs ve ülkelere karşı savaş isteği ve merakı siyonistlerin kanında vardır. Yıllardır müslümanlara karşı yürüttükleri kirli ve necis desiselerinde hedeflerine ulaşamamaları dahi, onların bu istek ve meraklarının önüne geçmemiş.
Siyonazi israil`liler, bu serkeş ve sadist düşüncelerinde ısrar ettikleri takdirde; zillet içerisinde rezil ve zelil bir şekilde hayatlarını sürdürmekten kurtulamayacaklar, müslüman ülkelerin zor durumda kalması için uygulamaya koydukları kirli desiselerinde ve necis entrikalarında ise hiçbir zaman başarıyı yakalayıp muvaffak olamayacaklardır.
Muhammet Şerif / Doğruhaber