• DOLAR 34.648
  • EURO 36.608
  • ALTIN 2938.12
  • ...

Ajansların geçtiği haberlere göre, halk hükümet yetkililerinden daha adil bir yaşamın oluşturulmasını talep ediyor, protestolarını örgütlü bir şekilde artırıyor ve hükümetten bazı değişiklikleri ve düzenlemeleri yapmasını bekliyor.

Aslında olaylar, bir öğrencinin ev kirasını ödemediği gerekçesiyle ev sahibi tarafından kapı önüne konulmasıyla başlamıştı. Ev sahibi tarafından eşyalarıyla beraber kapı önüne konulan öğrencinin yaşadıkları ve sonrasında diğer barınma sorunu yaşayan mağdurların da haklarını talep etmesi üzerine protestolar bir türlü durdurulamamıştı.

Öyle ki yapılan son protesto gösterilerine birçok sivil toplum kuruluşları destek vermiş, gösterilere katılanların sayısı da 400 bin olarak açıklanmıştı. Yüz binlerce göstericinin ortak haykırışı "sosyal adalet istiyoruz" sloganı ise, ülkede haksızlığa uğradığını hissedenlerin ortak sesi olmuş durumda.

Diğer taraftan Başbakan Benyamin Netanyahu ise alt ve orta sınıf halka yönelik ekonomik paketler üzerinde çalışmalar yaptığını ve en kısa sürede bu sınıf halkın eşitlik ilkesi çerçevesinde hayatlarını idame ettirebileceklerini açıklamasına rağmen halkın isyan ateşi sönmedi, sönmeyecek gibi de gözüküyor.

Hayat pahallığı, barınma, beslenme, eğitim, sağlık, yüksek vergi, yüksek benzin fiyatları, düşük maaş ve temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar gelirlerinin olmaması gerekçesiyle sokaklara dökülen ve protestolarını gitgide daha da artıran israil halkı Başbakan Netanyahu`nun istifa etmesini, yâ da eşitlik ve adaletin tekrardan temin etmesi gerektiğini belirtiyorlar.

Yıllar boyunca Filistin halkının uğradığı haksızlıkları, karşılaştıkları sıkıntıları, gecenin zifiri karanlıklarında yırtıcı hayvanlara yem olarak bırakılan mazlumları, babasını göremeden can veren mustazafları ve çektiklerini görmezden gelen israil halkı şimdi ise zorluğun, sıkıntının, hayat pahallığının ne olduğunu daha iyi anlıyordur sanırım.

Filistin`in özgürlüğü için mücadele eden Hamas yöneticilerini yıllarca zindanlarda bırakan israil hükümeti yetkilileri, artan halk isyanlarından sonra başlarına gelebileceklerini, halkın onları -ne zaman olursa olsun- hesaba çekeceklerini, adaletli bir yargının onları demir kafeslerde bile olsa yargılayacaklarını düşünüyorlardır muhtemelen.

Tarih sayfalarına baktığımızda iktidarını zulümle, İslam`a ve Müslümanlara düşmanlık ile sürdürenlerin iflah olmadığını, sonlarının hüsran olduğunu görürüz. Yıllar boyunca iktidarda kalsalar bile, er geç yıkılacaklardır. Hele ki halk ile savaş halinde iseler, o zaman alaşağı olacaklarına, yıkılıp yok olacaklarına kesin bir biçimde inanılır.

Yakın zamanımızda Tunus ve Mısır başta olmak üzere birçok ülkede baş gösteren halk isyanları hedeflenen amaca kadar sürmüş, kimi ülkede hedefe ulaşmış, kimi ülkede de istenilen hedefe ulaşamamıştır. Her iki durumda da hem halk, hem de ülkeyi yönetenler zarar görmüştür.

Bugünlerde siyonist israil devletinde süren halk isyanlarının -her ne kadar yazılı ve görsel basında çok fazla gündeme gelmese de- ülkeye büyük zararlar vereceği kesindir. Halk isyanlarını organize eden örgütler; halkın bütün taleplerinin haklı talepler olduğunu ve bu taleplerin eksiksiz yerine getirilmesine kadar eylemlerine devam edeceklerini belirtiyorlar.

Yani buda gösteriyor ki yıllar boyunca mazlum kanı akıtan, genç/yaşlı gözetmeksizin katliamlar gerçekleştiren, Müslüman liderleri şehit eden, yüce din İslam`a önyargılı yaklaşıp düşmanlık besleyen siyonist israil devletini çok zor günler bekliyor.

Halkın isyanı karşısında hiçbir gücün direnemediği bir zamanda, bakalım mevcut israil hükümeti `sosyal adalet` sloganıyla sokaklara inen kendi halkına karşı ne zamana kadar direnebilecek? Bekleyip göreceğiz.

İslam`ı hayatlarında eksiksiz tatbik eden mazlum ve mustazaflara karşı hayat hakkı tanımayan kişi, fert, örgüt ve devletlerin çok yakın bir zamanda yıkılıp yok olmasını görmek temennisiyle...

Allah`a emanet olun.

Muhammet Şerif / Doğruhaber