Davetine İcabet, Çağrına Ses Veriyoruz Allah`ım!
Malumunuz mübarek üç aylar içerisindeyiz. Üç ayların faziletinin ne kadar da çok olduğunu Kur`an-ı Mubin`in bazı ayeti celilelerinden ve Efendimiz Resulullah (s.a.v)`in hadislerinden biliyoruz. Üç ayların fazl ve kereminin yanında, değer ve kıymetinin yanında; bir de üç ayların bazı gecelerinin fazileti, değer ve kıymeti, erdem ve derecesi çok daha yüksektir.
Değer ve öneminin yüksek olduğu gecelerden bir tanesi de bu gecedir, yani Şaban ayının on beşine denk gelen mübarek "Beraat Gecesi"dir. Beraat; beri olmak, aklanmak, uzaklaşmak, suçsuz çıkmak, iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün kalmaması anlamına gelir.
Büyük saltanatın sahibi Cenabı Allah`ın katında ve nazarında, önem ve kıymeti, değer ve fazileti çok fazla olan Beraat Gecesinde, samimi, ihlâslı ve sevabı Allah`tan beklenilerek edilen duaların kabul edileceğini, gönlümüzün sultanı Efendimiz Resulullah (s.a.v) bizlere şu şekilde bildiriyor.
"Şaban ayının yarısı yani Beraat gecesi gelince, gecesini ibadetle, gündüzünü oruçla geçiriniz. Allah Teâlâ o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecelli eder ve şöyle nida eder: Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu; şifa vereyim. Yardım talep eden yok mu; yardım edeyim."
Bu çağrıya sessiz kalınır mı? Bu davete icabet edilmez mi? Huzur ve mutluluğu vadeden bu ilahi sese kulak verilmez mi? Cenneti müjdeleyen, cehennemden azadelik teminatını veren bu anlaşmaya taraf olunmaz mı? Bütün suçlardan, hatalardan, cürümlerden beraat edebileceğimiz bu sözleşmeye imza atılmaz mı?
Davetine icabet, çağrına ses veriyoruz ey yüce Allah`ım!
Yardım talep eden yok mu, şifa dileyen yok mu, rızık isteyen yok mu, af edilmek istenen yok mu? diyor, inananlara yol gösteriyorsun.
Senin gösterdiğin yoldan yürümek istiyor, af edilmeyi bekliyoruz.
Zor ve sıkıntılı, sorun ve problemli dünya hayatında rızkımızı helalinden istiyor, bizlere hayırlı bir kapı, kazançlı uğraş vermeni diliyoruz.
Resulullah (s.a.v)`in hal ve hareketlerini, söz ve davranışlarını, tavsiye ve telkinlerine uymak istiyor, onunla cennette komşu olmak istiyoruz.
Cehennemden azad edilecek insanların sayısının "Kelboğullarının koyunlarının kılları adedince" olacağı bu mübarek gecede, bizde cehennemden azadelik istiyor, hata ve cürümlerden uzaklaşmak istiyoruz.
Her tarafımızda kumpasların olduğu, mürtet ve müstekbirlerin bizleri mağdur ettiği, zalim ve despotların haklarımızı elimizden aldığı bir zamanda, yüce makamından ilahi yardımını istiyor, bizi zalimlerin eline bırakmamanı diliyoruz.
Kalplerin nazenin süsü Resulullah (s.a.v)`in kutlu ve nurlu doğumu dolaysıyla etkinlikler düzenledikleri için ceza alan ve bu sebeplerden dolayı hicret etmek zorunda kalan Hüseyni mektebin aziz muhacirlerine nusretini göndermeni istiyor, onları yeryüzünün gerçek önder ve varisleri yapmanı istiyoruz.
Allah Teâlâ`nın emri olan İslami sorumlulukları gereği mazlum ve mustazaflara hamilik yapan, karanlıkta yürüyenlerin aydınlıklara çıkmaları için yol gösterici olan ve İslami kaideleri hayatlarında eksiksiz uygulamaya çalıştıklarından dolayı yıllarca zindanlarda bırakılan İslam ümmetinin aziz yusufilerine de nusretini göndermeni istiyor, onları özgürlüklerine kavuşturmanı diliyoruz, ey affedici ve bağışlayıcı olan Allah`ım!
Bu gece anlam ve önemini, değer ve kıymetini bir kez daha anlayacağımız Beraat Kandilinin bütün hayırlara vesile olması dileğiyle...
Allah`a emanet olun.
Doğruhaber