Engel olma destek ol
Engelliler Haftası, her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arası çeşitli aktivitelerle idrak ediliyor. Bu sene de Engelliler Haftası’nda ülke genelinde birçok etkinlik düzenlendi, kimi kurumlar engellilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için açıklamalar yaptı, kimileri engellilere yönelik ziyaretler gerçekleştirdi.
Bu hafta münasebetiyle bizler de engelli kardeşlerimizle bir araya geldik; bazılarını derneklerinde, bazılarını da evlerinde ziyaret ettik. Yaşadıkları sorunları ve toplumdan beklentilerinin neler olduğunu kendilerinden dinledik. Söylediklerinin topluma ulaşmasını istediklerinden dolayı bugünkü köşemizi engelli vatandaşlarımızın sorunlarına ayırdık.
Öncelikle Türkiye’de ve dünyada engelli bireylerin sayılarının ne kadar olduğuna bakalım. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan Engellilik Raporu verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini engelliler oluşturuyor. Bu oran 1 milyardan fazla insana tekabül ediyor. Türkiye’de ise yaklaşık 8,5 – 9 milyon engelli vatandaş var. Bu sayılar da ülke nüfusunun yüzde 13’ünü oluşturuyor.
Engellilere yönelik düzenlemeleri içeren 5378 sayılı Engelliler Yasası 2005 yılında yürürlüğü girdiğinde çok umutlandıklarını, ancak aradan 14 yıl geçmiş olmasına rağmen beklentilerinin tam manasıyla karşılanmadığını belirtiyor engelli vatandaşlar. Özellikle kamusal alanda engelliler için çok az düzenlemenin yapıldığını söylüyorlar. Yasanın karşılığını tam manasıyla bulması için seslerini ve taleplerini her platformda duyurmak gayretinde olacaklarını belirtiyorlar.
Engelli olduklarından dolayı şikâyet etmiyorlar. Bu hallerinden dolayı hayata küsmüyor, daima şükrediyorlar. Bunun bir imtihan gereği olduğunun bilincindeler. Ancak toplumda engellilere yönelik yeteri kadar duyarlılığın oluşmadığını ve insanların genelinin empati yapamadıklarını belirtiyorlar. En büyük sorunun engelliye engel olma sorunu olduğuna dikkat çekiyorlar. Özellikle engelliler için cadde, sokak ve parklarda yapılan yol ve kaldırımlara araçların park edildiğinden çok şikâyetçiler. Oysa toplumun kendilerine engel değil destek olması gerektiğini belirtiyorlar.
Hükümetin ya da yerel yönetimlerin engelliler ile ilgili bir proje ürettikleri zaman kendilerine danışılmaması konusundan da muzdaripler. Bu konuda çok haklılar. Eğer engellilerle ilgili bir düzenleme yapılacaksa ya da bir proje ortaya konulacaksa, bunun öncesinde engelli bireylere danışılmalı, onlarla istişare edilmelidir. Zira engellilerle ilgili sorunları en iyi bilen, engelli bireylerdir. En isabetli çözümü önerecek olanlar da yine onlardır. Ne yazık ki birçok konuda engelli vatandaşlarımızın düşüncelerine başvurulmadan projeler direkt uygulanıyor. Uygulanan projelerde daha sonra eksiklik ve aksaklıklar meydana geldiği için maalesef istenilen neticeye varılamıyor. Bu konunun hükümet ve yerel yöneticiler nezdinde ciddi bir biçimde ele alınması gerekiyor.
Bir de görme engelli kardeşlerimizin sosyal sorumluluk sahibi insanlardan bir beklentileri var. Kitap seslendirebilecek insanlardan gönüllü okuyucu olmalarını istiyorlar. İnternetlerde seslendirilmiş kitaplar olduğunu ancak okumak istedikleri kitapları çok fazla bulamadıklarını, o yüzden de okumak istedikleri kitapları seslendirebilecek gönüllülerin sorumluluk almasını istediklerini dile getiriyorlar. Umarız gönüllü okuyucu olmak isteyenler, engelli kardeşlerimizin bu taleplerini yerine getirmek için illerinde bulunan engelli bireylerle iletişime geçerler.
Toplum olarak bize düşen; dezavantajlı vatandaşlarımıza engel değil destek olmaktır, özellikle de yaşamlarını kolaylaştırmak için bilinçlenmek ve duyarlı olmaktır. Engelliler Haftası, bu bilinç ve duyarlılığın oluşması ve bu konuyla ilgili farkındalığa dikkat çekilmesi açısından önemlidir. Özellikle, bu hafta dolaysıyla başlatılan uygulamalar yıl boyunca devam etmeli ve verilen sözler unutulmamalıdır.
İnsanlarımızın engelliler konusunda bilinçlenmesi, engellilerimizin işini kolaylaştıracak, yaşama sevinçlerini artıracak ve hayata daha sıkı sarılmalarına vesile olacaktır. Bu da onları mutlu edecek ve sevindirecektir. Onların mutlu olması ve hayatlarını kimseye muhtaç olmadan kolayca sürdürebilmeleri için de toplumu oluşturan bireyler olarak hepimize görevler düştüğünün ve her fırsatta onlara destek vermemiz gerektiğinin farkında olmalıyız.