• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bismihi Teâla

İrade eğitimi birey ve toplum için yüksek bir değerdir.

Anı değil, sonraki adımları düşünmek geniş bir bilinçtir.

Kendisine ve çevresine karşı farkındalık ferdi/toplumsal sorumluklarımız arasındadır.

Sağlıklı yetiştirilmeyen öğretmen adayı öğretmenliğin üstesinden gelemez.

Eğitilmeyen öğretmen, eğitemez!

İnsanı sevmeyen birinin insanı eğitmesi beklenilir şey değil!...

Şu dört şey asla yabana atılmamalıdır:

-BİR: Eğitim fakülteleri çağa ve insana dönük programlar geliştirmeli…

-İKİ: MEB, öğretmen atamasında liyakat ehliyet normları uygulamalı…

-ÜÇ: Birey bilinçli tercihte bulunmalı…

-DÖRT: İdare birimi sahada performans bildirimleri almalı…

Yani tercihte, yetiştirmede, atamada, görev başında ciddiyetten ödün verilmemelidir.

Ne duygusallık,

Ne fikri saplantılar,

Ne başka çıkarlar…

Eğitimin önüne geçilmesine asla izin verilmemeli…

Eğitim fakültesi öğretmen yetiştirme lisan programlarına bakıldığında

Çeşitlilik var.

Alan eğitimi,

Meslek bilgisi,

Genel kültür…

Bu çerçevesinde ders yoğunluğu dikkat çeker.

 İyi güzel, hoş da!

Peki, iş başında neden özlenen/beklenen portreden yoksunuz?

Mesleğini seven, mesleğiyle barışık eğitimci oranımız tatmin edici midir?

Şu var ki;

Bir yerlerde yanlış yapıyoruz.

Sınav şamarına dönüştürdüğümüz birey,

Mesleki motivasyonunu bulamıyor.

Sonrasında boşluktan bulduğu rehavetle disiplinden kopuyor.

Öz anlatımla gelinen nokta seviye olarak çok aşağılarda…

Yeni tayfa;

Öğrenci beğenmiyor,

Sınıf beğenmiyor,

Yeri aşağılıyor!…

Demezler mi sen ne diye varsın?

Öyle hazıra alışılmış ki;

Öz disiplininden uzak,

Zorlukların üstesinden gelme iradesinden yoksun,

İdealden yoksun bu tayfa ürkütüyor doğrusu!...

Tepeden aşağıya sormalı:

Neden öğretmen yetişmiyor?

Kalın sağlıcakla!