Meslek Kanunu Üzerine Kaç Kelam
Bismihi Teâlâ
Uzun süredir konuşuluyordu…
Öğretmenlik Meslek Kanunu ve çerçevesi…
Avukatlık, hâkimlik gibi sair meslekte olduğu gibi öğretmen mesleğinin neden ‘’Meslek Kanunu’’ yok, diye?
Öğretmenlik mesleğinin de başka meslekler gibi ‘’Mesleki Kanununun’’ varlığının yadırganacak tarafı olamaz.
Peşinen belirteyim muradım; öküzün altında buzağı aramak değil!
Önemli olan muhtevanın niteliği, objektifliği, saydamlığı, şeffaflığı…
Kanun; sınırlı kaç madde ile meclise sunuldu.
Ne çıkar, ne çıkmaz; düzenleme yapılır yapılmaz orayı bilemem!
Taslakta ‘başörtü’ gibi en elzem kimi meselelerin kayıt altına alınmasına dair düzenlemelere yer verilebilirdi.
Öğretmenlikte kariyer basamaklarında yükselme, kısmi ek gösterge, tazminatlar…
Bu yolla öğretmenlikte mesleki gelişim sağlanacak mı?...
Teori mi öne çıkacak yoksa uygulama mı?...
Kariyerlikte esas done sınav mı?...
Unvanda, basamak atlamada, sınavda başarılı olmak mı esas?
Yoksa öğrencisinin, sınıfının etrafında pervane gibi dönme özverisini göstermek mi?
Diğer deyişle etkili olan ne?
Sonuçlarıyla ‘Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı’ motiveyi sağlayacak mı?
Rekabet yarışını ne kadar tetikleyecek?...
İstismara açık (parayla alınabilecek yüksek lisans vb.) aymazlıkların önüne geçecek mi?
Hasılası, sahiden; çalışan ile çalışmayan ayırt edilebilecek mi?
Öğretmenlerin özlük ve mali haklarının güçlendirilmesine ilişkin mevcut tepkiyi sınav şartına bağlamak; sinekten yağ çıkarırcasına tutum sergilemek alkışlanacak bir şey mi?
Var mı başka mesleklerde böyle bir şey?!
Sınav odaklı eğitim alabildiğince tepki almışken, öğretmenleri bana göre gereksiz bir yarışın içine çekmek şov yapmakla eş değer!...
Aynı ülkede, aynı okulda, aynı sınıfta, aynı dersi veren öğretmenler arasında ayrım yapmak ne kadar isabetlice?
Başta yapmamız gerekeni sona doğru mu yapıyoruz?
Ya kervan yolda dizilmezse!(?)
Eksiklikler, yetersizlikler sınavlarla değil, öğretmen yetiştirme süreçlerinde aranmalı!
Kariyer ticareti niteliği arttıracak kudreti göstermediği çok defa görülen şey!
…
Gözden geçirilmelidir.
-BİR: Meslek Kanunu sınav odaklı dar anlayışına pirim verilmemeli…
-İKİ: Unvanı ayırımı yapılmaksızın öğretmenlerin özlük ve mali hakları tüm boyutlarıyla ele alınmalı…
-ÜÇ: Doygun şekilde geliştirilmeli…
-DÖRT: ‘’Herkese çalıştığı kadarı vardır.’’ İlkesiyle yaklaşılacaksa başka performans ölçümleri olamaz mı?
-BEŞ: Öğretmen liyakati ve ehliyeti taşımayanı hiç öğretmenliğe almayacaksın, hatta sınıfa bile almayacaksın…
Son derece riskli ,negatif moral ve motivasyona gebe olan bu tutum acaba getirisi götürüsü üzerinde yeterince düşünülmüş mü?...
Kalın sağlıcakla…