Koronalı Yüz Yüze Eğitim
Bismihi Teâlâ
Dünya insanının neredeyse yedi yüz otuz gündür koronayla başı dertte!...
Neticede kendi elimizle yapıp işlediklerimizin faturasıdır yaşadıklarımız, gördüklerimiz hem hal olduklarımız...
Bu dünyayı yaşanılır kılan da insan, yaşanılmaz kılan da…
İmtihan dünyası herkes kendi sınavını, rolünü bir şekilde gösteriyor.
İyilerden taraf olmak iradesiyle, diyelim.
Covid-19, iki yıllık süreçte yakın çevremizde; her zamankinden daha fazla tanıdık, bildik ölüm haberlerini hissettiriyor.
Zira öldürücü etkisinin sair virüslerden daha ziyade olduğunu hep birlikte müşahede ediyoruz.
Kısmi ve süreli karantina uygulamaları pek çare olmadı.
Aşı ile birlikte korku atmosferi önemli oranda dağıldı ancak tutarlı davranılmadığı da ortada…
Zira aşılamaya rağmen vaka sayıları 30 bin civarında geziyor.
Tedbirlerde git gide gevşeme net şekilde görülüyor.
Ölçüyü tutturamama geleneğinden vazgeçmeyecek miyiz?
Bir buçuk yıl ardına kadar okulların kapısına kilit vurduk, milyonlarca öğrencinin akıbeti güme gitti.
Şimdi de okulları açtık, ancak tedbir noktasında caydırıcı olmuyoruz/olamıyoruz!
Bana göre söylem eylem tenakuzu yaşıyoruz.
Konserler, festivaller, şölenler vd. bu gibi etkinlikler zaten virüse davetiye biletleri sunuyor.
Halen yerel belediyelerce destek görerek büyük bir marifetmiş gibi riyakârane vaziyet sürüyor.
Toplu taşıma araçları hınca hınç, tıka basa ağzına kadar sıkış sıkış!
En azından belediyeler KYK’larda kalan öğrencilere toplu taşıma araçlarını seferber edemez mi?
Genç nüfus genel olarak virüsü ağır atlatmıyor.
Ancak çok rahat.
Bana ne demiyor!
Egoistçe davranıyor açıkçası.
Ceremesini kronik hastalığı olan, yaşı geçkin ihtiyarlar çekiyor, yoğun bakımlara servis ediliyor.
Sahi, bunun vebali yok mu?...
Bakan Özer, yüz yüze eğitimde kararlı ve tavizsizdir.
Nettir, tek senaryosu vardır: Okulların açık tutulması.
Kendi deyişiyle;
‘’Koşullar değişir, önlemler değişir, saatler değişir ama okullar açık kalır.”
Açıkçası önceki dönemlerde yaşatılan yanlışlara düşmek istemiyor.
Zaten öyle bir lüksümüz de yoktur.
Okulların yüz yüze eğitime geçmesinin üzerinden neredeyse iki ay geçti.
Bu süreçte beklenenden daha az sıkıntı yaşandığı görülüyor.
Korku atmosferi yayan bulutlar ne olduysa dağıldı.
Okulların açılması, açık kalması güzel de kayıpların giderilmesi için ciddi bir çalışma var mı?
Amiyane bir söyleyişle hasar tespit raporları yerinden alınıyor mu?
Bunun için bir çalışma yürütülüyor mu?
Ezcümle: Eğitim-öğretimde kaldığımız yerden başlamıyoruz.
Kalın sağlıcakla…