• DOLAR 32.572
  • EURO 34.808
  • ALTIN 2501.57
  • ...

Bismihi Teâla

    Bu haftaki köşemizde bire bir, bizatihi yaşadığım bir anekdotu takdirinize sunmak istiyorum.

Kimse kızmasın, darılmasın, küsmesin…!

Peşinen söyleyeyim; azıcık empati, biraz da insaflıca düşünüldüğünde anlaşılmayacak mesele değildir.

Neyse sadede geleyim.

Öğrencilerime aile büyüklerinden sözlü tarih yöntemi ile aile tarihlerini sorup öğrenmelerini istedim.

Vanlı bir baba ile Adıyamanlı bir annenin en büyük çocukları kız öğrencim açık sözlülükle tüylerimi diken diken edercesine şu sözleri sarf etti:

“Öğretmenim babaanneme soramam, çünkü onun dilini bilmem.”

Aslında manzarayı hemen çaktım.

Amacım, özü sözü bir olan bu öğrencimi konuşturmak…

Nedenini sorduğumda;

Öğrencim mahcubiyetini gizlemeden

“O Türkçeyi bilmiyor, bense Kürtçeyi…”

“Onun için verdiğiniz ödevi yapamam!”

Söyleşi uzun, bu kadarıyla iktifa edeyim.

Anne baba Kürt zira yakından tanıyorum.

Amacım laf ebeliği değil, ironi hiç de değil!

Neyse:(?)

 Durum karşısında kalbimden vurulmuşa döndüm. Dondum kaldım!...

Konuştuğumuz anadil, kadim lisan tükenişe mi evriliyor?

Artık bu durum:

Gaflet mi?

Özünü inkâr mı?

Kimlikten uzaklaşmak mı?

Asimilasyon mu?

Bilinçli bir ret mi?... sorular yumağı zihnimi kurcaladıkça kurcaladı.

Kalbim daraldı, gönlüm girdaplara düştü!..

Akıbet, endişelendirdi beni!...

Baskın gücün inkârı anlaşılır da,

Kişinin, ailelerin kendini inkâra kalkışması doğrusu anlaşılır değil(?)

Ezcümle;

 Yoksa anadilimiz çocuklarımızın dili olmayacak mı?

Sebiler, bebeler suçlu değilse, ki kabahatleri de hiç yok.

-SORU BİR: Suçlu kim(ler)?

-SORU İKİ: Kabahat kimde?

Ulus devletlerin tek tipleştirme politikaları sistematik bir şeydir.

Bilinen bir dar görüşlülüktür. İlkelliktir.

Ancak kendi elinle asimilasyonun akıntısına kapılmak belki ondan daha çirkince!...

Hatta daha ayıp!

Onurluca değil, kesinlikle(?)

Şimdi amiyane bir söyleyişle eğri oturup doğru konuşalım:

-BİR: Yeni kuşak aile büyüklerinin bilgi ve tecrübelerinden faydalanmayacak mı?

-İKİ: Nüfusu milyonları aşan bir kesim anne sütü gibi helal ve doğal olan anadilinde eğitim göremiyorsa bu sorun değil midir?

 Aslında diller kardeştir. Ancak kardeşten dem vuran bizlerin, kardeşlik mefhumunu tekrar gözden geçirmenin zamanı gelmedi mi?

Sistem isterse anadilin önündeki engelleri kaldırabilir.

Engelleri kaldırmakla kaybetmez aksine kazandırır. “Kazan-Kazan” yaklaşımıyla başarılı sonuçlar alınabilir.

Sahiden; bir sorun, başka sorunu doğurmaz mı?

Çözümsüz değil; yeter ki korkularımızı yenebilme cesaretini gösterebilelim.

Son cümle: anadiline sahip çık!

 

Kalın sağlıcakla…