• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Dünyada yazla beraber sebze ve meyve fiyatları düşüyor. Bizde de beklenen buydu ancak mevsim sebze ve meyvelerinin fiyatları bile düşmedi. Pazarlar, cüzdanı da vicdanı da yakıyor!

Güzel şeyler yazmak isterdim ancak durum böyle.

Evinin çarkını çevirmeye çalışan insanımız zorlanıyor, tere boğuluyor, elleri titriyor, gözü Pazar sergilerinde daireler çiziyor… Fiyatlara döne döne bakıyor, ardından da soruyor: “Domates kaç lira? Biber ne kadar? Daha aşağı olmaz mı? İnsaf yahu… Bu yazın ortasında ne oluyor…” diye.

Derken, karşı tarafla gerginlik yaşıyor, tartışıyor.. Herkes haklı gibi.

Vatandaşın elindeki poşetlere bakıyorum; yakın geçmişe göre acınacak halde. Pazarda dolup taşan poşetlerin dibinde artık özenle seçilmiş, dibe kadar inmiş sayılan sebzeler... Zaruretin bir tık üstündeki ihtiyaçlara yanaşmadakisi yürek ister…

Çocukları ziyaret amacıyla Ege-Akdeniz sahillerine gittim. Zaman da varken bolca çarşı-pazar esnafını, oralara gelen vatandaşları izledim, görüştüm, konuştum.

Yıllar önce İstanbul Laleli’de siyah poşetler, hırpalanmış çantalarla “bavul ticareti” yapan o Rusları gördüm. Adamlar daha güçlü, daha cesur alışveriş yapabiliyor. Diğer AB ülkelerinden gelen turistleriyse huzursuz etmemek için anlatmayacağım.

Bizimkiler; DGM savcı ve hakimleri gibi pazar ehlini sorguluyor, gıdanın adeta röntgenini çekiyorken; elin yabancısı, “hangi ürün daha sağlıklının.. “ derdinde.

Muzun destesini bölüp birkaç tanesini teraziye koymuştum. Yanımdaki turist; “al sana… İşte biz buyuz” dercesine muzun koca destesini teraziye indiriverdi. İndirirken de birer sağ ve sol kroşe gibi indiriyor. Göz ucuyla da beni gözlüyor. Az bakışmıştık. Dalmıştır sanmıştım, gâvur izliyormuş(!)

Kaş, göz.. hareketlerime; “hello.. Are you happy? Why..? We are strong!” (…Biz güçlüyüz) cümlelerini ekledim amma kimin güçlü olduğu terazide belliydi(!)

Adam, güldü. Elini sırtıma vurdu. O da zoruma gitmişti aslında. Kolumu boynuna atıp sevdim(!). Güven mi verdim, endişelendirdim mi bilmem amma “çay” teklifimi nazikçe reddetmişti. Başka sahneler de var amma anlayana sivrisinek saz, anlamayana da “seller, korona hatta depremler bile az!

Tabi ki Anadolu insanı olarak biliriz:

“Üzülmeyin, gevşemeyin; inanıyorsanız üstün olacak sizlersiniz!”

 “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım!/ Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” ama

Teselli için biraz da ATALARI dinledim: Azıcık aşım, Kaygusuz başım. Tajî bi cilê nasnabî. Mala zêran xerab dibe lê ya meran nabe. Sürüden ayrılanı kurt kapar. Büyüklerin lafını dinle! Her işte bir hayır vardır…

Bütün bunlar doğrudur amma olmadı, olmuyor işte! Eyvallah tamam ama bir şeylerin hatta çok şeyin ters gittiği ortada.

Bizatihi Sayın Cumhurbaşkanına ricamızdır:

Bu halk, Sayın Cumhurbaşkanı için hayli bedel ödedi, hayli sabretti, birçok şeyi hayra yordu, nice yanlışı görmezden geldi.

Sayın Erdoğan da bu bedeli ödeyenlerdendir diye gözyaşı, dua ve nihayet fiili dua olan oylarla gömüldüğü yerden çıkarıldı, muktedir-iktidar edildi!

Bu iktidarın işi elbette kolay değil. Elbette bir kaşık suda boğmak isteyen karanlık cenahlar var amma halkın acısı ve korkusu o hin karanlık cenahlar değil.

Zor ekonomik şartlar halkın boynunu büktü, büküyor! Alım gücü düşen halk, gıda fiyatlarının düşmesini bekliyor ama mevsim meyve ve sebzelerini dahi alamıyor..

Öz yurdunda hep gurbeti tadan insanımız artık daha da garip. Sırf bu yüzden en gözü kara gençlerimiz gurbetin yolunu tutuyor, on binlercesi yollarda, yola revan için sırada…

Eskiler yine dayanır ama yeni nesil; az zamanda çok şey öğrendi ve bunları acil ihtiyaçlarının listesine aldı. Bu ihtiyacını giderecek her karanlık çevrenin kulu kölesi olmaya, onlar adına suç ve günahlar işlemeye amade bir nesil geliyor.

Bu gidişle memleket; yine kendisini sevmeyen, kara günlerinde acımayan talancı, doyumsuz gafillere, beterlere kalacak!

İnsanların artık her olup bitene karşı farklı soru işaretleri, farklı cevapları var…

Ne dersin rüzgârım böyle mi geçsin güzel hanım/ Gözüm cânım efendim sevdiğim devletli sultanım”(Fûzûlî) Zinhar dert ve dersimiz olsun. Wesselam!