• DOLAR 34.53
  • EURO 36.646
  • ALTIN 2920.28
  • ...

Önceki yazımız; karma eğitimin yanında açılması düşünülen kız okulları ve MEB, Diyanet ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesiydi. Bugün, bu işlerin keyfiyetine bakacağız.

İmam Hatip okulları malum, geçmişte ötekileştirildi, bu okulların mezunları birçok haklardan mahrum edildi hatta sırf İmam Hatipler işlevsiz kalsın diye diğer meslek liseleri de aynı haksızlığa uğradı.  Meslek liseleri üzerinden bir neslin geleceği karartıldı, ülkenin geleceğiyle oynandı.

28 Şubatların bu Deli Dumrul uygulamalarında; yazı tura atmadaki kadar bir şans, Nasrettin Hoca’nın göle çaldığı mayadaki, “ya tutarsa?” sözü kadar bir başarı ihtimali yoktu ama Hakk’a ve akla inat dayatıldı. Hemen her sahada da aynı dayatma ve denemeler yapıldı.

Sindirilmiş sessiz çoğunluğun maddi-manevi canına okuyan 28 Şubat Sürecinin Mutlu Azınlığı, bu uygulamalarıyla, hayırla anılacakları bir iş yapmadılar. İşleri; yalan, talan, tehdit, karartılmış hayatlar, cezalardı… Kafası basan ama liyakat arayan en mahir, en üretken ve nice projeleri olan bir nesli, yurtdışına mecbur ettiler. En gözü kara bir gençliği teröre mecbur ettiler.  

Bu halk Müslümandı, halkın dini ve değerleriyle -en azında- uğraşmamaları lazımdı, uğraştılar. Dünyada Hakk’ın, aklın ve ilmin yolu birdir ama bunlara inat her yolu denediler.

Dünyada; “eğitimden, ekonomi, teknoloji, hukuk, sosyal adalet ve barış, birlik ve beraberlik” yolunda mesafe katetmiş millet ve devletler bellidir ancak bu yasakçı zihniyet; “Kemalizm, laiklik, demokrasi..” adına; Stalin, Çavuşesku, Pol Pot’ların müflis politikalarına özendiler.

Esasen bugün biten her şeyde bu zihniyetin payı vardır. Eleştirilmez, vazgeçilmez, ölümsüz liderler onlarındı. Değiştirilemez, imla ve noktalama hataları dahi düzeltilemez, düzeltilmesi teklif dahi edilemez yasalar da onlarındı.

Gerçi Nâss’ları farklıydı ama kendilerince, yaptıkları her şey tartışmasız bilimsel, demokratik-hukuk ilkelerine uygun, insani ve zaten İslamiydi.

Şu da zaten kesindi: Bu düzen, bin yıl devam edecekti! Mutlu azınlık, beyazlar, en beyazlar, bembeyazlar... hayran kalmıştı bu destana(!) Dandini dandini dastana! Danalar girmiş bostana...!

Hezimet ortadaydı… Sessiz Çoğunluk tükenmişti; duası yoktu ancak beddualar arşa çıkmaktaydı.

Sonuç: en sevmedikleri oldu. Bin yıl sürecek dediklerini önce “Gölcük Depremi” vurdu, sonra şeytanları vurdu, sonra cinleri, en sonunda da demokrasileri vurdu! Sandığa gömüldüler! Gittiler, bir daha da gelmediler; hiç gelemediler…

Ne demek istedim? Sandığa gömülenler, yukarıda saydıklarımızı yaptılar. Kimseyi dinlemediler. Gençliğin umudunu kırdılar. Tüm kurumlara, özellikle de eğitime liyakatsiz idarecileri, keyfiliği yerleştirdiler.

Din ve değerlere düşmanlığı bir görev hatta meslek olarak gördüler.. Kendi sonlarını hazırladılar. Sevenleri dahi terk etti! Geldikleri gibi değil, beter şekilde gittiler; dua almadan, inlerine veya yerin dibine gittiler..

Derdim, dersim ve diyeceğim şu:

Tersine mühendislik diye bir kural var. Bugün, dün şikâyet ettiğimiz ne varsa belki de kimi alanlarda beter “iş, yanlış, liyakatsizlik, tükenmekte olan bir eğitim sistemimiz” var.

Halkın maneviyatı, değerlere olan ilgisi azalıyor. Din ve dindara olan itibar geriliyor. Dahası da var…

Karma eğitim tabi ki olacak ancak bunun yanında kız okulları da olsun. Çünkü bu Müslüman halkın ve dinin bir ihtiyacı. ÇEDES projesi, Anadolu geneline yayılsın ancak yetkinlik ve liyakate göre!

28 Şubatçıların yanlışları tekrar edilmemeli. Olur olmaz kişiler bu kez de din adına ortalığı kırıp dökmemeli!

Unutulmamalıdır ki, ülke ve millet olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz!

Bu da geçer Ya HÛ ama delmeden, kırmadan, dökmeden, her yeşereni kökünden sökmeden… Kendimizi, cemaatimiz, tarikat ve mezhebimizi, aşiret ve milliyetimizi dayatmayalım! Bu halk mazlum, bu halk alacaklı, bu halk çaresiz, bu halk bağrına taş başmış!

Ya, Hakk için HİZMET edelim ya da en azında ZARAR vermeyelim! “Emrolunduğumuz gibi DOSDOĞRU olalım e mi?

Keser döner sap döner. Bir gün gelir hesap döner! Rabbim devranı dönderir. Wesselam!

 

HİSSE:

1-Bir anda 8’TL YAKITA ZAM… Halk şokta ama basın manşetleri:

a-Hürriyet: 85 milyonun evlatları./ Milliyet: Körfeze Çıkarma/ Sabah: Yasadışı Göçe Akıllı Duvar/ Akşam: Burnumuzun Dibinde

b-Sözcü: ZAM/  ZAMMIN SIRRI!/ BirGün: Meğer anlatılan zam yüzyılıymış/ AVRASYA: Kazan kazan geri alıyorlar/ Karar: FATURA MİLLETE/ Cumhuriyet: Enflasyon körüklenecek!

Mi go: Xweda bela derewînan bide. Mala virrekan bişewite! Lawo… nav tezekan(!?) kevî kurroo…