Suç Sayılmayan Üç Kebair
Sahip çıkmadığımız değerlerimiz çöküyor. Yerini, suç ve günahlar dolduruyor. İslam’ın ve dünyada geçerli makul tüm düşüncelerin kebairden saydığı suç ve günahlar; emniyet ve asayişe zarar veriyor; can, mal, namus güvenliğini tehdit ediyor.
Basın ve sosyal medyada başta Hakkâri olmak üzere kimi sınır illerimizde, daha çok kırsal kesimdeki bayanların mağduriyet, itiraf ve istenmeyen görüntüleri sosyal medyada yayılıyor. Kimi kamu görevlilerinin adlarının da bulaştığı organize çevrelerce, evlilik vadiyle kandırılmış; kötü emellere alet edilmiş bayanlara dair çokça haber var.
Kamuoyu; nihayetinde intihara kalkan bu bayanları suç ve günaha sürenlerin, kolluk kuvvetlerinde, yargıda; ders ve ibret olacak şekilde ceza almalarını beklese de bu tür suç oranları artıyor.
Batmanda, uzman çavuş Musa Orhan, 18 yaşındaki İpek Er’i zorla alıkoyuyor, tecavüz ediyor. Kız, cinnet geçiriyor, hayatım karardı, deyip canına kıyıyor. İş, yargıya düşüyor. Mahkemede, tecavüze uğrayan kızın mektubu okunuyor. Dinleyen kızın annesi Hakime Kılıç kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılıyor. Uzman çavuş Musa Er, 12 yıl ceza alıyor. Düzgün giyinip mahkemeye geldiğinden, cezası “iyi halden” on yıla indiriliyor. Tutukluluk hali; “geleceği üzerinde olumsuz etki yapacağından; kaçma hali de bulunmadığından..” Cani, “tutuksuz yargılanması şartıyla” serbest bırakılıyor.
Sosyal medyada, özellikle televizyonların kadın programlarında, ahlaksızlığın propagandası olacak kadın programları mevcuttur.
Televizyon kanalları çirkef, suç ve günah ekiyor. İlmek, ilmek, planlı ve örgütlü bir şekilde bir proje uygulanıyor. Biyolojik babasını arayanlar; katil zanlısıyla gayrimeşru ilişkide bulunanlar; çirkeflik sonucunda hunharca katledilen çocuklar; akrabalık bağı ve mahremiyet hududuna kasteden suç ve günahlar; toplumun ar damarlarını çatlatan, edep perdesini yırtan, sıradanlaştıran… korkusuz ve kontrolsüz programlar yaygınlaştırılıyor.
Malum; “erişkinler arası RIZALI ensest, ülkemizde de suç sayılmıyor. TÜİK’in 2019 verilerinde 31387 dosya mahkemede imiş. 250 bin çocuk istismara uğramış.
Cumhuriyet’in Mine Kırıkkanat’ı, “Diyanetin, bunlara karşı bir din ahlakı ortaya koyması lazım..” diyorsa tüm etkili ve yetkililer özellikle de muhafazakar cephe utansın; başını taşlara vursun!
Çok tanrılı şirk dinlerin tümü zinayı suçtan saymış; Rusya, Amerika, AB ülkelerinin çoğu kronik zanilere kimyasal hadım cezasını vermiş. İslam’ın recm ile infaz cezası ise işin kesin çözümü. Çünkü “Kısasta bizim için hayat vardır.”
Sonuç olarak; ülkeyi saran bir cinsel dehşet, buna bağlı olarak işlenen suç ve cinayetler vardır. Geçmişte de olan bu suç ve günahlar, günümüzde artmış; bir tehdit boyutuna varmıştır. Muhafazakârlıktan beslenen ama her çap ve markadaki zihniyete mavi boncuk dağıtan, düşmanlarını bile kazanmaya çalışan bir garip zihniyetin etkin olduğu bir zeminde; “helal ve doğruluk cephesinin” yaralı olacağı ortada.
Muhafazakâr kesim, hâlihazırda tanımsız bir korku ve sevgiden dolayı tedbirden elini çekmiş; kınamayı, gaflet hatta suç saymış; öz eleştiriyi bile gereksiz görmüş gibi bir hal içinde.
Toplumumuz; tanımakta ve tanımlamakta zorlandığı düşmanını sevindirmemek için susuyor. Her söz ve hareketiyle kendisini şaşırtan; icraatlarıyla, dostlarını sabra çağıran, düşmanlarına vaatler veren; iman ile küfrü barıştırmaya çalışan; değerleri kemirerek beslenen bir yapı var ortada! Doğru konuşan bir azınlık da var ama ya dokuz köyden kovuluyor ya da delidir, ne dese yeridir kabilinden önemsenmiyor.
Yukarıda değindiğimiz gibi bu suç ve günahların kimisini tehdit saymayan seküler cephe de bu çirkeften rahatsız hatta endişeli.
Sorun; “Dindar Türkiye” diyen bir iktidara rağmen bu suç ve günahların nasıl ve neden arttığı!
Gazaba uğramamak için tövbe ve istiğfar ve dahi zinhar sırtından geçindiğimiz din ve değerlerimize dönmeliyiz! Dinin sırtından değer bulup zekâsına, hevasına uyanlar; perişan ve pişmanlık içinde uyanacak wesselam!
HİSSE:
1-İspanyol Avcılar Tunceli’de. 12 kişilik avcı grubu Tunceli’de bereket ve masumiyetin sembolü olan karacaları, zevk için avlıyor. Munzur Koruma sözcüsü, ‘Avcılar hakkında suç duyurusunda bulunduk’ diyor ama her yıl aynı gerginlik yaşanıyor.
100 yıldır insanımızı avlayan şu Haçlılar, hayvanlarımızdan ne istiyor? Coni, go home!
2-Covid-19, Japonya’daki "Omicron” vakaları, Güney Afrika'daki delta mutasyonunu geride bırakmış!
Hella hella dismalê/ Çel mal nikarî’b yek malê!
Derviş demişti ya: “Gururlanma insanoğlu/ Ölmemeye çaren mi var?”
Şu Covid sayesinde hayli bilimsel kavram öğrendik. Tarihimizi unutturdular ama biyoloji, kimyada, tıpta… TUSsss yaptırıyorlar. öğretiyorlar. Hafız’ul ……xyz olacağız lo!
Covit, cc, corona, entübe, ex, doz, koz, mutasyon, bulaşşşş…tırma lo!
3-Trump’ın kuyruk acısı. Rakibi yaşlı Bidon’u eleştirmiş. "Afganistan'dan çekilme süreci yüzünden Putin’i korkutamıyor" demiş.
Afganistan, dünya mazlumlarının hatta sessiz çoğunluğunun diriliş ve direnişine vesile olmuş da haberimiz yok.
Taliban (feqî-ler), yılar önce dengbêjlerin helbestlerinde övülmüş ve uyarılmış meğer.
“Feqî qurban mi go ava vê Muradê avek pirî sar e..!”