• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Yine yan yana açılmış mezarlar. 15 ton bomba ile parçalanan 13 cesedin toplam ağırlıkları 60 kilogrammış. Patlamanın şiddeti ile parçalanan köylülerin ceset parçaları toplanmış ve 13 kişi, 1 kişilik ağırlık etmiş.

15 ton patlayıcı,

Devasa bir çukur,

16 can,

26 yaralı.

İşte size bilanço.

Sözde hafif, pahada ağır derler ya.

İşte öyle.

Evet, Diyarbakır`ın Sur İlçesi Dürümlü Mezrasından bahsediyorum. Biliyorum, şimdi biz Kürtlerin söyleyecek bir sözü yok. Çünkü biz bize etmişiz. Çünkü öldüren caniler bizden. Zaten alıştık biz bu görüntülere. 1984`ten beri yaşadık biz bunları. Öldürüle öldürüle geldik biz bu günlere.

Daha önce Ömerli`nin Pınarcık Köyünde yapmışlardı. Yine ses etmemiştik o mazlumlara. Boy boy dizilmişlerdi cesetler. TRT katliam görüntülerini PKK antipropagandası için yayınlıyordu. PKK komple bir köyü cezalandırmıştı. 20 Haziran 1987, saat 21.30 sularında 16 haneli ve 60 nüfuslu Pınarcık köyünü basmışlardı. Sayıları 30`u bulan PKK`lı grup köyü ablukaya aldı. Daha sonra köye yayılan PKK militanları 16`sı çocuk, 6`sı kadın, 30 kişiyi öldürdü. Muhtara ve koruculara ait olan 8 ev yakıldı. 65 büyükbaş ve küçükbaş hayvan ise telef oldu. Dedim ya… Gıkımız çıkmadı.

İdil İlçesinin Peçenek köyü de aynı, köy cezalandırma yöntemiyle katliamdan geçirilmişti. 10 Temmuz 1987 günü, Şırnak`ın İdil ilçesine bağlı (Katliam tarihinde Mardin`e bağlıydı) Peçenek Köyü, PKK tarafından basıldı. Kadın, çocuk ayırmaksızın 17 kişi kurşuna dizildi. Görüntüleri dün gibi hatırlıyorum. Bir anne sanki yeni banyolarını yaptırdığı çocuklarının cesetlerini sıra sıra dizmiş, ağıt yakıyordu. Aman Allah`ım ne dehşet bir manzaraydı. Biz yine bir tepki vermemiştik.

Ama Roboski`yi avazımız çıkıncaya kadar bağırdık. Çünkü bu kez katliamı yapan devletti. Gür bir seda ile haykırdık bu zulmü. Kaçakçı köylülerin nasıl kıyımdan geçirildiğini anlattık.

Burada PKK`nın yaptığı katliamların listesini uzun uzadıya yazabiliriz. Ortabağ, Behmenin, Nusaybin, Kırım, İkiyaka, Çevrimli, Cevizdalı, Susa vb. daha birçok katliamdan bahsedebiliriz. 

Evet, katliam katliamdı. Ama biz katliama karşı kimin yaptığına göre tavır aldık. Devlet yapınca telin ettik, PKK yapınca kahrolası bir sessizliğe büründük.

Biz sustuk, onlar katlettiler.

Biz tekrar sustuk, onlar yine katlettiler.

Kısacası artık bir şeyler söylemenin zamanı gelmiştir. Rejim 1925`lerde yapacağı kadar katliam yaptı. O zamanki ulus devlet anlayışı, kendisinden görmediği gariban Kürtleri kıyımdan geçirdi.

Şimdi de ulusal Kürtler aynı garibanları kıyımdan geçirmektedir. Daha devlet olmadan bu kadar Kürt öldürenler, yarın devletleştiklerinde acaba kaç Kürt öldürecekler? Kısaca bize zulmedenler de, kurtarmaya çalışanlar da hep öldürdü bizi.

Hem rejimin zulmünü en yüksek telden dile getirenler neredeler bilmiyorum. Örneğin Devletin havanı ile parçalanan Ceylan Önkol ile PKK`nın bombası ile paramparça olan Fırat Simpil`in arasındaki fark nedir ki, birine tepki verenler diğerine tepkisiz kalıyor. Ya da Berkin Elvan ile Elif Şimşek arasındaki fark neydi ki, iki cesedi birbirinden ayırıyoruz.  Biz bir yerlerde hata yapıyoruz herhalde.

Tam bir insanlık sınavından geçiyoruz vesselam.