PKK’nin can suyu MHP
Düşünün ki bahçenize bir tohum, çiçek veya fide ekiyorsunuz. Bu zirai işlemin olmazsa olmaz kuralı, ekim yaptığınız toprağa can suyu vermektir. Yoksa emeğiniz boşa gider.
Buna benzer olarak, son zamanlarda PKK’nin ektiklerine can suyu MHP oluyor. Ancak bütün eleştiri oklarının hedefi, bu ekim işinde bahçıvan olan AK Parti oluyor.
Son zamanlardaki operasyonlar, özellikle Türkiye’nin teknolojik üstünlüğünü kullanarak, hedeflere gerçekleştirdiği noktasal saldırılar sonucu, PKK’nin büyük yaralar aldığı bir gerçektir.
PKK gibi örgütler şiddet temelli kurulduklarından, silahlı eylem yapamadıklarında veya bu ortamı kaybettiklerinde, kendilerine akıtılan can suyu kesilmiş olur. Onun için daima şiddet ortamı arar dururlar.
Bilindiği üzere PKK, KCK, PYD ve HDP bir yapının bileşenlerini oluşturuyorlar. Bunca yıldır var olan PKK’nin şiddet örgüsü, Kürt insanı üzerinde baskı oluşturmakta ve seçmenleri HDP’ye yönlendirme etkisi sağlamaktaydı.
Nitekim son zamanlarda PKK’nin sahada etkisi kırıldıkça, daha önceki seçimlerde zikrettiğimiz baskıyı hisseden Kürt seçmen, yeni bir arayış içine girmiş durumdadır.
Bilindiği üzere Kürt seçmen bu güne kadar hep muhafazakâr partilere oy verdi. Bu anlamda Milli Nizam Partisi ve sonrası kurulan tüm türevleri bölgeden daima oy aldı ve milletvekilliği ile belediye başkanlıkları kazandılar.
Onun için bahsettiğimiz arayıştan karlı çıkacak olan partilerin, tabir uygunsa İslam referanslı olanları olacağı aşikârdır. Bu anlamda bölgede akla gelen parti HÜDA PAR’dır. Çünkü AK Parti’ye karşı yapılan anti propaganda bir bilgi kirliliği oluşturmuş durumdadır. Kürt seçmenin Saadet Partisine bakış açısı, Milli Selamet veya Refah Partisi gibi değildir. Zaten eskiden Saadet Partisine oy verenlerin çoğu HÜDA PAR çevresiydi. Bu nedenle şiddetin azalmasından dolayı HDP’ye giden bir kısım oyun HÜDA PAR’a kayması olasılığı vardı.
Ancak tam da bu noktada HDP’yi mağdur konuma düşüren, eskiyip pörsümesinden dolayı kendisine yeniden kan veren veya kuruyup yaprakları dökülen fidanına can suyu olarak MHP devreye girdi. HDP kapatılmalıdır dedi. Bu söylem bile MHP’nin bölgedeki konumundan dolayı başlı başına bir mağduriyet oluşturur.
Kaldı ki bu iş söylemde kalmadı. İlk etapta HDP’nin Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu olayı patlak verdi. Adı geçen Gergerlioğlu, milletvekili olmadan PKK’nin bir açıklamasını link olarak paylaştığından, hakkında açılan dava ceza ile sonuçlanınca milletvekilliği düşürüldü.
Şimdi şöyle HDP milletvekillerini bir gözden geçirelim. Bu vekiller arasında mağduriyet edebiyatına en uygun tipi seçmeye kalkışırsak, inanın Gergerlioğlu’ndan daha uygun bir sima bulamazsınız. İslami bıyıkları, mütevekkil edası ile mağduriyete en uygun kişi olarak durmaktadır.
Kendisinin Meclise kapanması ve buradan alınış şekli bir başka mağduriyet konusudur. Çünkü abdest alınırken gözaltına alındığı iddiası, muhafazakâr Kürt seçmeni üzerinde ayrı bir etki oluşturmuştur.
AK Parti’yi muhafazakâr yönünden vurmaya yönelik bu söylemin doğru olup olmadığının hiçbir önemi yoktur. Çünkü atılan ok hedefini bulmuştur. Kürt seçmen buna çoktan inanmış durumdadır. Hele hele basına servis edilen, kapana kıstırılmış ceylan gibi görüntüleri, açıkçası HDP’ye can suyu olmuştur.
Tabi akabinde gelen HDP’nin kapatılması davası, Kandil’dekilerin zil takıp oynamasına neden olmuştur. Çünkü kaybedilen tabanın tekrar PKK, KCK, HDP çatısı altında toplanması hamlesi olarak görülen bu davaya en çok sevinenler PKK, KCK ve HDP’dir.
Bunun böyle olacağını bile bile yapanlar, PKK hadimidirler vesselam.